Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Milli Piyango

Yılbaşı çekilişi için basılan 36 milyon biletin, 21 milyonu önceki gün satılmış durumdaydı. Herhalde tümü, yeni yıla girmeye çok az süre kala tükenir. Biletlerin 37.3 milyon liralık bölümü İstanbul'da, 15.5 milyon liralık kısmı Ankara'da, 11.7 milyon liralık bölümü de İzmir'de satılmış.
Az değil, yılbaşı ikramiyesinin tam bilete çıkması halinde, talih kuşu tarihinde ilk kez, bir kişiye tam 40 milyon lira ödeyecek. Çok sayıda insan bu zenginliğin hayalini kuruyor. Gündemden uzaklaşırken, insanlığın peşinden koştuğu "zenginlik" kavramının, nasıl göreceli olduğunu, masal tadında bir anlatı ile yansıtalım:
Bir zamanlar bir şehrin en zengin kişisi öldüğünde, tellallar sokaklara dökülmüş, bağırmışlar:
"Ey ahali, biliyorsunuz Veli efendi öldü. Ama bizlere bir vasiyeti var: Ahiret hayatına alışabilmek için, kendisine sadece bir gecelik yardımcı arıyor. Kim ki mezardaki ilk gecesini onunla beraber geçirirse, Veli efendiye ait servetin yarısı kendisine verilecek. Ey ahali, duyduk duymadık demeyin..."

İPİ NASIL ALDIN?
Tellalların çabasına rağmen, kimse parlak sayılabilecek, ama ürküten bu vasiyete kulak verememiş.
Sonunda ısrar edilince, şehrin en fakir hamallarından biri çıkmış ortaya. Gariban hamal, iyi kalpliliği, çalışkanlığıyla tanınırmış. Adamcağız bakmış ki, hayatta zaten sırtındaki küfesinden ve ipinden başka şey yok. "O halde hamal olarak yatıp, sabah zengin olarak kalkarım" diyerek razı olmuş öneriye.
Genişçe mezara, kefenlenen zengini ve yanına hamalı yatırmışlar. Sonra da örtmüşler üzerlerini.
Anlatıya göre, kısa süre sonra 'sual melekleri' gelmiş "İkisi de bize emanet" diye konuşmuşlar; "Zengin nasıl olsa kalacak, en iyisi işe önce şu hamaldan başlayalım."
Hemen sormuşlar; "Dünyada malın mülkün var mıydı?"
"Alay etmeyin" demiş hamal; "Küfemden ve ipten başka bir şeyim olmadığını bilirsiniz."
"Peki" demiş melekler; "O ipi nasıl aldın? Sonra küfeyi, ne iş gördün de, nasıl elde ettin?"
Anlatmış hamalcağız: "Beş kişinin malını 10 kuruşa taşıdım. İkisini yedim, sekizini sakladım. Ertesi gün de aynı işleri yaptım. Yemedim, içmedim, ucuza taşıdım ve bunları aldım."
Melekler: "Geç" demişler, "geç."
Sonra devam etmişler: "Olmadı. Hasan efendiden aldığın para, hak ettiğinden çok düşük. Biz ondan hesabını soracağız. Mehmet efendinin malını da çok ucuza taşımışsın."
"İyi ama" diye cevaplamış hamal; "Hak ettiğim parayı isteseydim, bana taşıttırmazdı."
"O bizim sorunumuz" demiş melekler; "Nasıl olsa bir gün, buraya o da gelecek."
Ardından melekler hamalı sıkıştırmaya devam etmiş: "Söyle bakalım, aldığın paranın kaçını yedin, kaçını sakladın?"
"On kuruş aldıysam yarısını sakladım. İki kuruştan, bir kuruşunu biriktirdim." demiş hamal.
"Geç" demiş melekler; "Bak yine olmadı, hem ucuza taşımışsın, hem gıdanı kesmişsin. Nefsine zulmetmişsin. Bu da günahtır, bilmez misin?"

SAKIN ÜZÜLMEYİN

Sorgulama tüm inceliğiyle sürmüş. Hamalcağız, ne cevap vereceğini düşünüp, bir yandan ecel terleri dökerken, nihayet sabah olmuş. Hamal açılan mezardan yukarıya bakmış ki bütün ahali orada. Kadı Efendi ve şehrin mehter takımı dahil, herkes kendisini bekliyor. Bir kıyamet ki sormayın. "Kutlu olsun" demişler: "Bu gece kimsenin yapamayacağı bir işi başardın, ama bak artık çok zengin oldun."
"Yooo olmaz." diye bağırmış hamal; "Aman istemem, alın hepsi sizin olsun."
"Neden?" diye sormuş herkes şaşkınlıkla. Hamal cevaplamış: "Kardeşim, ben bir iple küfenin hesabını sabaha kadar veremedim, ya o kadar servetim olsaydı ne yapardım!"
Gördünüz mü 'zenginlik' kavramı çok göreceli.
Milli Piyango'dan bir şey çıkmazsa, sakın üzülmeyin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA