Geçtiğimiz hafta eminim EGELİ SABAH'ı yine dikkatle izlediniz. Farklılıkları, sizler ile sıcak çizgide paylaşırken, manşetimize çıkan özel haberlerle, bazen olumlulukları, bazen çarpıklıkları gündeme taşıyarak, nitelik çıtamızı sürdürebilir kıldık. Yazar kervanımızda; Bülent Şenocak, Fikret Yılmaz, Gökmen Küçüktaşdemir, Yurttaş Hülya Dinçel, Ertuğrul Aytaç, Zeynep Acar, Fecir Alptekin, Berrin Güloğlu, Berrin Tuncel Birer, Talat Kırcan, Ahmet Talimciler, Bülent Buda; öyküleriyle ödüllü edebiyatçı Ahmet Büke; düzenli konuk yazarlarımız Çetin Ali Dönmez, Zeki Hozer, Ayten Dirier, bulundukları alanlardan yansıyan birikimlerini, yorumlarını, eleştirilerini, röportajlarını, bir gökkuşağı gibi farklı renklerin çok sesli şemsiyesi altında, özenli üsluplarıyla, siz sevgili okurlar ile paylaşmayı sürdürdüler.
AİLEMİZE YENİ KATILIMLAR
Yazar ailemize, geçtiğimiz hafta katılan Prof. Dr. Adnan Gülerman, Hüsnü Birman, avukat Semihat Karadağlı, köşeleriyle sizlerle buluştu. Değerli birikimlerini yansıttıkları yazılarında, izlenimlerini, yorumlarını, önerilerini paylaştılar.
Bugün yine Prof. Dr. Adnan Gülerman' ın ve diğer yazarlarımızın, köşelerinde dile getirdikleri konuların, dikkatinizi çekeceğini düşünüyorum.
Pazartesi günleri yayınladığımız 'Sabah Kahvesi'nde; yazıişleri toplantımıza katılan bir konuk ile yapılan detaylı röportaj, siz sevgili okurlardan gelen olumlu tepkilerden anlıyoruz ki, ilgiyle izleniyor. Bugün Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün, 'Sabah Kahvesi'nin konuğu oldu. Ergün'ün anlatımlarında, Manisa'daki ciddi fiziki değişim sürecine tanık olacaksınız.
Bugün 8. bölümünü yayınladığımız, yarın sonlanacak "Refah ve İtibarın Adı: Marka Şehir" başlıklı dizi yazımız, bu konuda yeni bir ufuk açtı.
BİZE DÜŞEN KATKI
EGELİ SABAH'ı çıkardığımız ilk günden itibaren, Ege'ye İzmir merkezli bir kent havzası niteliğiyle bakabilmenin önemine, değerine değinmeye gayret ediyorum.
Kamusal alanda, yerel yönetimlerde İzmir'i yöneten, etkileyen tüm değerli yöneticilerin; Ege Bölgesi'nin diğer kentlerindeki tüm değerli yöneticilerin, bu bakış açısıyla hareket etmelerinin, ufukları daha da genişleteceğine, Ege'nin ortak sinerjisinin, daha bilinçli bir gelişmeyle artacağına inanıyorum, inanıyoruz. İşte
'Refah ve İtibarın Adı: Marka Şehir' başlıklı dizimiz, aslında bu ortak bakış açısının ürünü. Çünkü dünyadaki tüm şehirler, 'markalaşma, potansiyellerini çok sayıda farklılarla ile pazarlayarak, küreselleşme; geliştikleri alanlarda farkındalıklarını çoğaltarak, dünya ligine çıkabilme; refah pastalarını büyütme, itibarı iyi yönetme, şehirde yaşayanların yaşam kalitelerini yükseltme; kentsel dönüşümlerini tamamlayarak, kent havzasındaki tüm insanlar arasındaki uçurumu, en aza indirgeme' derdinde.
'Marka Şehir' dizimizin, sloganlaşmış, içi boş, eskimiş, derinliği olmayan şehir söylemlerinden sıyrılarak, kamu yöneticilerine bu ufku açtığını, açmaya çalıştığını rahatlıkla yazabilirim. Zaten gelen tüm olumlu tepkiler bu yöndeydi.
EGELİ SABAH ise bu değişime iyi niyetle katkı verme rolünü üstlenmek istiyor. Bu rolümüze, çok uygun bir dizi yazı oldu.
Türkiye'nin önde gelen değerli marka uzmanı sevgili dostum Muhterem İlgüner' e, Avrupa'nın önde gelen şehir stratejisti değerli Christer Asplund'a, dizinin hazırlanmasına katkı veren değerli dostum İzmir Reklamcılar Derneği Başkanı Murat Türkay'a, içtenlikle teşekkür ediyorum.
YURTTAŞ GAZETECİLİĞİ
Bu dizinin editörlüğünü üstlenen arkadaşım dahil, EGELİ SABAH'ı birlikte hazırladığımız tüm ekip arkadaşlarımın ve muhabirlerimizin de emeklerine sağlık. Çünkü yayıncılık kalitemizi sürdürülebilir kılmak için, herkes büyük gayret içinde.
EGELİ SABAH'ın yayın çizgisinin sağduyusu, güvenirliliği, özenli üslubu, İzmir'in ve Ege'nin ilerlemesine omuz verme yaklaşımı, yurttaş gazeteciliğini yerelden evrensele açılan pencerelerde de sürdürebilme anlayışı, dilediğimiz farkındalığı yarattı.
Bu tabloya katkı koyan siz sevgili okurlarımızı da saygı ile selamlıyorum. İyi haftalar İzmir ve Ege.