Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERHAN AFYONCU

Il. Abdülhamid’in Olimpiyat Komitesi’nin kurulmasını engellediği iddiası doğru değil

Olimpiyat tarihimiz anlatılırken Selim Sırrı Tarcan’ın Milli Olimpiyat Komitemizi II. Abdülhamid’in baskıcı idaresi yüzünden kuramadığı, ancak II. Meşrutiyet’in ilanının ardından 1908’de kurabildiği anlatılır. Ancak yeni bulunan belgelere göre bu bilginin doğru olmadığı, komitenin 1914’te kurulmaya çalışıldığı ancak tescilinin 1922’de yapıldığı ortaya çıktı

İlk olimpiyat oyunlarının tarihi milattan önce 776'ya kadar götürülür. Yunanistan'da Zeus'u onurlandırmak için düzenlenen bu oyunlar sırasında savaşlara ara verilirdi. Olimpiyatlar, Roma'nın Yunanistan'ı işgal etmesinden sonra da devam etmişti. Milattan sonra 392'de ise İmparator Teodosius oyunları yasakladı. Ancak bu spor müsabakalarının günümüzdeki olimpiyatlarla alakası yoktur. Sezgin Demircioğlu, Efdal As, Haluk San, Nuray Özdemir ve Önder Kaya olimpiyat tarihini ve bizim maceramızı araştırmalarında anlatırlar.
Fransız vatandaşı Baron Pierre de Coubertin, 19. yüzyılın sonlarında farklı milletleri spor yoluyla kaynaştırmak için olimpiyat oyunlarını yeniden canlandırmaya çalıştı. Sorbonne'da 1894'te Milletlerarası Olimpiyat Komitesi'ni kurdu. İlk modern olimpiyatı ise 1896'da Atina'da düzenledi.
Osmanlı İmparatorluğu, 1908 Londra Olimpiyatları'na resmen davet edilmesine rağmen katılmadı. Ancak kendileri katılmak isteyenlere de müsaade etti. Galatasaray Lisesi öğrencilerinden Aleko isimli bir jimnastikçi 1908 Atina Olimpiyatları'na katıldı. 1912 Stockholm Olimpiyatları'nda ise iki atletimiz yarıştı.


İlk Modern Olimpiyatlar'da 100 metre yarışı.


KOMİTE BU YANLIŞI DÜZELTMELİ
Milli Olimpiyat Komitemizin kuruluş tarihi Osmanlı arşiv belgeleri kullanılmadığı için yanlıştır. Baron Pierre de Coubertin 1907'de İstanbul'a yaptığı seyahat esnasında Selim Sırrı Bey'i sözlü olarak Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti'ni kurmakla görevlendirdiği ve II. Abdülhamid döneminde baskıcı ortam yüzünden kurulamayan cemiyetin II. Meşrutiyet'in ilanını müteakip oluşan özgürlük ortamında kurulduğudur.
Servet-i Fünun'un 5 Ekim 1908 tarihli sayısında, "Okuyucularımızın bildiği gibi, modern olimpiyat oyunlarını yeniden kuran Baron Pierre de Coubertin geçtiğimiz yıl temmuz ayında İstanbul'u teşrif ederek jimnastik üstatlarından Selim Sırrı Bey'i temsilci atamışlardı. Selim Sırrı Bey, anayasanın ilan edilmesiyle verdiği sözü yerine getirip Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti'ni oluşturarak başkanlığı bana tevcih buyurduklarını, genel sekreterliği kendisinin yürüteceğini, Hasip Bey, Asaf ve Cevat Rüştü Bey kardeşleri yönetim kurulu üyeliklerine getirdiğini, İçişleri Bakanlığı makamına başvurarak cemiyetin tescili için girişimde bulunduğunu nazik bir mektupla beyan etmektedir" şeklinde geçen ifade Olimpiyat Komitemizin kuruluşu için kullanılır. Ancak bu bilgiyi doğrulayacak resmi bir belge bulunamamıştır.


1896 Atina Olimpiyatı'nda maraton birincisi kralın huzurunda.


Osmanlı Arşivi'nin eski uzmanlarından ve şu anda Nüfus Genel Müdür Yardımcısı olan Sezgin Demircioğlu'nun, 2009'da arşiv belgelerine dayalı olarak yaptığı araştırması bu bilginin yanlışlığını ortaya koymuştur. Zaten "Cemiyetler Kanunu" 16 Ağustos 1909'da çıkmıştır. Bu tarihten önce resmî olarak bir cemiyet kurulup tescil edilememiştir. Ancak Türkiye Milli Olimpiyat Komitemiz bu yanlışı hâlâ düzeltmemiştir.

HADİSELER BİRBİRİNE KARIŞTIRILDI
Osmanlı Devleti, Uluslararası Olimpiyat Komitesi ile 1905'ten itibaren ilişki kurdu. Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyesi olarak ilk kez 1909'da Berlin oturumuna katılan Selim Sırrı Tarcan sonraki yıllardaki oturumlarda da yer aldı.

24 Aralık 1909'da kurucularını bilmediğimiz 'Olimpiyat Jimnastik Cemiyeti' adında bir komite Tarabya Dereiçi'nde 66 numarada kuruldu. Tespit ettiğimiz bir belgeye göre İstanbul'da Babıâli Caddesi'nde eski İkdam Matbaası'nda Terbiye mecmuası binasında 24 Ağustos 1912'de "Beynelmilel (Uluslararası) Olimpiyat Cemiyeti" adıyla bir komite kuruldu. Amacını "beden eğitiminin Osmanlı vatanında geliştirilmesi" olarak gösteren ve kurucularını bilmediğimiz cemiyetin bir süre sonra faaliyet göstermediği anlaşılıyor.



Selim Sırrı Tarcan


Baron Coubertin, 1914'te Paris Osmanlı elçiliğine bir mektup göndererek, 1916 Paris Olimpiyatları'na hazırlık olmak üzere Paris'te yapılacak toplantı için Selim Sırrı Bey'i davet etti. Baron Coubertin "Komiteye üye bulunan Selim Sırrı Bey'in Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti'ni zamanında teşkil edeceğini ümit ettiklerini, ancak henüz bir haber alamadıklarını, elçinin Osmanlı hükümetini bu konuda uyardığı takdirde Selim Sırrı Bey'in görevini kolaylıkla yerine getirebileceğini" bildirmekteydi. Osmanlı pehlivanlığı ve jimnastikçiliğinin temsil edilememesinin üzüntü verici olduğunu da söylemekteydi.
Selim Sırrı Bey bu konuda yazdığı raporda, "Yakın zamana kadar birçok sebeple Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti'ni kurmak mümkün olamamıştır" diyerek komitenin kuruluş tarihine ışık tutar. Selim Sırrı Bey, 1913'te Milli Olimpiyat Cemiyeti'nin kurulması için yaptığı başvurunun hükümet tarafından dikkate alındığı ve gereken iznin verildiğini ifade ediyor.
Ocak 1914'te ise cemiyetin kurucuları Selim Sırrı Bey'le birlikte Teşrifat-ı Umumiye (protokol) Müdürü İsmail Cenani Bey, ayan azasından (senatör) Dilber Zare Efendi, eski Bahriye zabitlerinden Miralay (Albay) Mahmut Bey, Osmanlı Bankası eski müdürlerinden Pançeri Bey'den oluşan cemiyetin merkez heyetini teşkil eyleyerek durumu Baron de Coubertin'e bildirdiğini söylüyor. Selim Sırrı Bey'in yazdıklarına göre Milli Olimpiyat Komitemiz Ocak 1914'te kurulmuş gözüküyor. Ancak derneklerin tescil kayıtlarının olduğu defterlerde şu ana kadar 1914'te komitenin tescil edildiğine dair bir kayıt bulunamamıştır.


Pierre de Coubertin

Yine Selim Sırrı Tarcan'ın 25 Haziran 1922'de "Milli Olimpiyat Cemiyeti" yerine kaim "Cihan Müsabakalarına Hazırlama Cemiyeti" adıyla yeni bir cemiyetin oluşmasını sağladığı anlatılır. Ancak bunun da belgesi olmadığı gibi vesikalara baktığımızda hadiseler birbirine karıştırılmıştır. 1922'de Cihan Müsabakalarına Hazırlama Cemiyeti değil "Milli Olimpiyat Cemiyeti" kurulmuştur.

BELGELER 1922'Yİ GÖSTERİYOR
Tespit ettiğimiz belgelerdeki kayıt 1922 yılına aittir. 26 Haziran 1922'de Jandarma Mektebi yakınlarındaki bir dairede "Milli Olimpiyat Cemiyeti" kurulmuştur. Cemiyetin başkanı Hasib Bey (Ziraat Genel Müdürü Hasib Bayındırlıoğlu), yardımcıları Pertev Paşa (Askeri Okullar müfettişi) ve Kemal Paşa (Jandarma Genel Komutanı), genel sekreter (kâtib-i umumi) Selim Sırrı (Tarcan) Bey, Muhasebeci Celal (Şehremini/eski Belediye Başkanı), Veznedar Kaymakam (Yarbay) Ahmed Refik, idare heyetinin diğer üyeleri ise İhsan Abidin (Muhtemelen İhsan Abidin Akıncı) ve Doktor Server Kamil (Muhtemelen Server Kamil Tokgöz) beyler idi. Cemiyetin amacı ise "Diğer ülkelerde mevcut olan teşkilata kıyasen Türkiye'de beden eğitiminin ve sporun geniş kitlelere yayılması" şeklinde belirtilmiştir.


Olimpiyat tarihimizle ilgili belgeler.


OLİMPİYAT KOMİTEMİZİN KURULUŞUNA IŞIK TUTAN BİR BELGE
"Bundan yirmi sene önce Fransız Baron de Coubertin'in tesis ve teşkil ettiği Milletlerarası Olimpiyat Komitesi'nin uygulamalarından olarak muhtelif başkentlerde stadyumlar vücuda getirilmiş ve 1896 senesinde İngiltere Kralı'nın huzurunda ilk olimpiyat müsabakası Atina'da icra edilmiştir.
O tarihten itibaren 1900'de Paris'te, 1904'te Amerika'da Saint Louis şehrinde, 1908'de Londra'da, 1912'de Stockholm'de bütün medeni milletlerin iştiraki ile Olimpiyat Müsabakaları namı altında beden terbiyesi ve spor müsabakaları icra olunmuş ve 1916'da Berlin'de icrası kararlaştırılmıştır.
Bu müsabakalara her millet kendi mevcudiyetini göstermek için en seçkin, en mahir, fikren ve bedenen en iyi terbiye görmüş gençlerini seçip gönderiyor. Atıcılıkta, yüzmecilikte birçok yarışta ve oyunlarda kuvvet ve kabiliyetini gösteriyor.
Ancak, bu müsabakalara katılmak, birtakım kayıtlara ve şartlara tabi olunmaktadır. Komite, müsabakaların düzenlenmesinden önce Avrupa başkentlerinden birinde toplanarak her millete kendi görüşünü söylüyor, gönderilecek gençlerin özelliklerini ve şartlarını bildiriyor. Toplantılara veliahtlar ve prensler başkanlık ettikleri gibi, komitenin toplantısına meclis ve üniversite salonları tahsis ediliyor. Komitenin daimi üyelerini, reis kendisi seçiyor.




Yakın bir zamana kadar birçok sebepten dolayı Osmanlı Olimpiyat Komitesi'ni kurmak mümkün olmamıştı. 1912 senesinde Stockholm'deki olimpiyat müsabakalarına hükümet tarafından delege olarak gönderilmiştim fakat sporcularımız oradaki gençlerle boy ölçecek kadar tecrübe sahibi olmadıklarından Osmanlı gençliği maalesef temsil edilememişti.
Geçen sene Milli Olimpiyat Cemiyeti'nin kurulması için yaptığım başvuruyu hükümetimiz dikkate almış ve gereken izni vermiş olduğu için, Protokol Genel Müdürü İsmail Cenani Bey, Senatör Dilber Efendi, Bahriye subaylığından istifa etmiş olan Albay Mahmud Bey, Osmanlı Bankası'nın eski müdürü Pançrid Beyler ile beraber bundan dört ay önce cemiyetin Merkez Heyeti'ni teşkil eyledim ve durumu Baron de Coubertin'e bildirdim.
Birkaç seneden beri futbol, yaya yarışları, atlamalar gibi sporun değişik şubelerinde oldukça faaliyet göstermeye başlayan gençlerin 1916 senesi olimpiyatlarına katılmaları arzu buyurulduğu takdirde ilişikteki davetnameyi nazar-ı dikkate alarak daimi üyelerinden olduğum cemiyetin haziranda yapılması kararlaştırılan toplantısına gönderilmemi ve olimpiyatlara gidecek gençlerin ne şekilde yollanacaklarının benim vasıtamla bildirilmesinin münasip olacağını arz ve beyan eylerim efendim.
Beden Terbiyesi Müfettişi
Selim Sırrı 4 Mayıs 1914."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA