Birinci Dünya Savaşı'nda Fransız işgali altında bulunan Meis Adası, İngiltere ile Fransa kuvvetlerinin kullandığı önemli bir limandı. Buradaki gemiler Türk ordusuna ağır kayıplar verdiriyordu. İngiltere adayı özellikle top ve telsiz-telgraf istasyonu gibi kullanıyor, zaman zaman uçak gemileri de buraya demirliyordu. Bu yüzden adanın geri alınması için bir plan hazırlandı ve 1916 yılı sonlarında harekete geçildi. Bu konuda Mustafa Aydemir'in "Ben Bir Türk Zabitiyim, Batıktan Çıkan Kahraman, Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul" isimli kitabından ve Suat Akgül'ün bir araştırmasından konunun teferruatını öğreniyoruz.
HMS Ben My Chree
MEİS HAREKÂTI
General Otto Liman von Sanders, Meis Adası'nın stratejik öneme sahip bir yer olması yüzünden buranın ele geçirilmesini emretti. Bunun için İzmir'den 15'lik seri sahra obüs bataryası, bir Alman savaş uçağı ve Jandarma mülazımı Muhiddin Efendi komutasında 120 kişilik piyade bölüğü görevlendirildi. Birliğin komutası da bir Alman binbaşıya verildi. Özellikle İzmir'den getirilecek topların naklinde çok sıkıntı çekildi. Çünkü arazi dağlık olduğundan toplar, çok zor taşınabildi. Arazi şartlarına dair Yüzbaşı Celal, kendisi ile yapılan bir röportajda şunları anlatır: "Âdem'den beri ayak basmamış ıssız ve yüksek dağları geceli gündüzlü çalışarak Mehmedçiklerle beraber bir ayda, top geçebilecek kadar yol açmıştık. Bu yollardan yirmi saat çalışarak ve gündüzleri birkaç saat uyuyarak, düşmana bir şey sezdirmeden geçirdiğimiz topları tamamen Türk askeri yerleştirdi... Eğer bu 300 kişilik fedai grubu arasında Hızır adlı bir onbaşımız olmasaydı, 1500 metrelik dağı aşıp buruna inmemize imkân kalmayacaktı. Zira üç yüz metre kadar dağa çıktıktan sonra keçi yolu da bitiyor ve sarp kayalıklar başlıyordu. Bu kayalıklardan obüs toplarını değil, sırtlarımızdaki hafif ağırlıkları bile geçirmeye imkân yoktu...".
Zor tabiat ve kış şartlarına rağmen Hızır Onbaşı'nın gayretleri sayesinde Türk topları 7 Ocak 1917'de mevzilere yerleştirildi. Yapılan plana göre hava müsait olursa on gün sonra Antalya Limanı'ndan sekiz yelkenli gemiye bir bölük yerleştirilecek, bu bölük sabaha karşı adaya sevk edilecek, güneş doğarken de Türk topları ateşlenecekti.
MUHTEŞEM GÖRÜNTÜ
11 Ocak 1917'de daha önce hesapta olmadığı halde Meis Adası'na İngilizler'in HMS Ben My Chree/Kalbimin Kadını adlı dört uçaklı gemisi ve iki torpido muhribi ile Fransızlar'ın Paris II adlı kruvazörü demirledi. Fransız komutan hava keşfi isteyince Ben My Chree gönderilmişti. Bu yeni gelişme Antalya'dan yelkenlilerle getirilecek bölüğün taarruzunu neredeyse imkânsız hâle getirdi. Bu yüzden Türk tarafının morali bozuldu ve Alman komuta kademesi planı iptal etmeyi düşünmeye başladı. Bu sırada Teğmen Mustafa Ertuğrul (Aker) düşman savaş gemilerinin Türk toplarından ikisinin atış menzilinde bulunduğunu, bunların top atışıyla etkisiz hâle getirilmesinin mümkün olduğunu ifade etti. Ayrıca taarruz için 11 Ocak'ın çok iyi bir fırsat olduğunu, çünkü pazar günü olması sebebiyle gemilerin motorları tamamen kapatıldığını, askerler de dinlenmek üzere karaya çıktıklarını söyledi. Hava şartları da Türk tarafının lehineydi. Çünkü 11 Ocak günü deniz oldukça dalgalıydı ve bu yüzden uçakların havalanması imkânsızdı. Saldırıya açık vaziyetteki bu durumdan kurtulmak için denizaltılardan korunmak üzere gemilerin etrafına çelik ağlar gerildi. Mustafa Ertuğrul'un planı kabul edilince pazar günü saat 13.00'te toplar ateşlendi. Büyük topun ilk dört atışı isabet almamasına rağmen geminin tam uzaklığını tespit etme imkânını vermişti. Türk toplarının ateşlenmesiyle birlikte Meis Adası'nda bir koşuşturmaca başladı. Askerler şaşkınlık içinde sağa sola kaçıyordu. Bir süre sonra adadaki Fransız topları karşılık verdi. Fransız topçuları Türk barutluğunu vurdu. Tam bu sırada Teğmen Mustafa Ertuğrul'un bataryasındaki top ateşlendi. Mustafa Ertuğrul, hatıralarında yaşananları şöyle anlatır: "Hemen ateşe başladık. Mesafelerin biraz evvel iyice tespit edilmiş bulunması, toplarımızın yeniliği ve hassasiyeti, cephanemizin tolerans mükemmeliyeti işimizi kolaylaştırdı.
İlk grubun bir mermisi gemiye isabet etti. Müteakip grubun üç mermisi birden geminin kıç tarafındaki küçük tayyare hangarına isabet ederek müthiş bir yangın yaptı. Benzin deposuna isabet ettiğini sonradan öğrendiğimiz mermilerimizden çıkan yangın o derece çabuk büyüdü ki gemi baş toplarını bize çevirdiği halde ateş etmeğe imkân bulamadı. Mürettebatın birçoğunun denize atladığı, birçoğunun da daha gemiye dönmeden geri kaçtıkları görülüyordu... Koca gemi karşımızda homurdanarak yanıyor yavaş yavaş yaralı başını denize sokuyordu. 36 dakika süren fasılalı ateşimiz karşısında fazla dayanamayan Benamikrea (HMS Ben My Chree) baş tarafıyla denize gömüldü. Bu muhteşem levhanın verdiği sevinç ve heyecanın zevkini insan tarif değil, ancak görür ve hisseder... Bu saadeti haklı olarak tattığım dakikada iyice anladım ki, nispetsiz bir düşmanla çarpışmak ve onu yenmek ancak ve ancak aziz milletime ve damarında ancak bu kanı taşıyan aziz ırkıma nasip olan bir haslettir".
BATIRILAN İLK UÇAK GEMİSİ
Türk ordusu 11 Ocak akşamına kadar devam eden mücadelede dünya harp tarihinde bir ilke imza atmıştı. HMS Ben My Chree gemisi, dünya savaş tarihinde batırılan ilk uçak gemisiydi. Gemi 1920'ye kadar Meis Adası önlerinde batık halde kaldı. 1920 yılında çıkarılıp, üç yıl sonra da hurdaya verildi.
1918'de Mondros Mütarekesi gereği Osmanlı silahları teslim edilirken Meis Adası önlerinde zaferi getiren Türk bataryasının kaması, başarıdaki rolüne hürmeten alınmadı. Bu top daha sonra Aydın ve civarında Türk ordusunun kullandığı ilk toplardan biri oldu.
Ben My Chree gibi önemli bir uçak gemisi batırılmasına rağmen adayı ele geçiremedik. Meis'i almak için 20 Ocak 1917 de ikinci bir teşebbüste daha bulunduk ama komuta kademesindeki Alman prensin kifayetsizliği ve Fransa'nın "Paris II" adlı savaş gemisinin yoğun top atışları yüzünden 36 şehid verdik. İkinci teşebbüste de adayı alamayınca Meis Harekâtı sona erdirildi.
Türk topçusu Fransızlara acımadı
Uçak gemisinin batırılmasından sonra limanda bulunan iki İngiliz torpidosu ile Fransız kruvazör kaçmaya başladılar. Ancak topçularımız İngiliz torpidosunu vurarak, yaraladılar. Adadan ateş eden Fransız topları da susturuldu. Adadaki telsiz istasyonu, gazhane ve birçok bina top atışlarıyla vuruldu. Limanda bulunan 200'e yakın yelkenli gemi ve sandalların çoğu da topçularımızın ateşinden kurtulamadı. Topçumuzun yaptığı 600'e yakın atışla akşam olduğunda düşman mevzileri susturulmuştu.
Mustafa Aker'in komutasındaki topçular 2 ve 26 Şubat 1917 tarihlerinde 2 yelkenli gemiyi daha batırdı. Mustafa Aker, ikinci Meis baskınında şehid olan askerlerimizin intikamını da yıl bitmeden alacaktı. Fransızların Paris II ve Aleksandra gemileri kıyılarımıza çok zarar veriyordu. Üsteğmen Mustafa Aker bir tuzak kurdu. Limana bağladığı yelkenliyi gören Fransızlar harekete geçtiler. Topçularımız 13 Aralık 1917'de, Kemer limanında yelkenlimize yanaşan "Paris II" adlı gemiyi yoğun ateşle batırdı. Fransızlar, bu gelişme üzerine Aleksandra gemisiyle kıyılarımızı vurdular. Mustafa Ertuğrul, Fransızlara bir tuzak hazırladı. Bir kayığa yerleştirilen dinamitlerin üzerini portakal sandıklarıyla kamufle etti. Fransızlar, 8 Mart 1918'de portakal sandıklarını gemilerine alırken düzenek harekete geçti ve dinamitler patlayarak, gemiye büyük zarar verdi. Kıyıdaki topçularımızın da ateşiyle Fransız gemisi denize gömüldü.