Fatih Sultan Mehmed, hükümdarlığı döneminde (1451-1481) Osmanlı Sarayı'na Avrupa'dan birçok ressam, heykeltıraş, sanatçı ve bilim adamını ülkesine davet etmişti. Bunların en ünlüsü 1479-1481 yılları arasında sarayda bulunup, padişahın çeşitli portrelerini ve madalyonlarını yapan Gentile Bellini'ydi. Fatih'in saltanatının son iki yılında önemli sayıda Avrupalı'nın İstanbul'da atölyesi bulunmaktaydı. Ancak Avrupa'dan ne kadar sanatçı geldiği belli değildir. Gentile Bellini, Costanzo da Ferrara, Bertoldo di Giovanni eserleri elimizde olan sanatçılardır. Bellini'nin Türkiye ile ilgili eserleri hakkında Franz Babinger, Louis Thuasne, Nurullah Berk, Semavi Eyice ve Ahmed Refik Altınay'ın araştırmaları vardır.
Gentile Bellini.
VENEDİK'TEN GELEN RESSAM
Fatih 1461'den itibaren İtalya'dan bir ressam getirterek resmini yaptırmak istemiş, ancak Venedik'le başlayan savaş bu arzusunu engellemişti. Venedik'le 1463'te başlayan savaş 16 yıl sonra 1479'da Osmanlı Devleti'nin zaferiyle sona erdi. 25 Ocak 1479'da iki devlet arasında antlaşma imzalandı. Fatih'in yarı resmi elçi olarak gönderdiği bir Yahudi 1 Ağustos 1479'da Venedik'e ulaştı. Elçi, Venedik Doju Giovanni Mocenigo'yu sultanın torunlarının sünnet düğününe davet ederek, Fatih'in bir talebini iletti. Venedik Doju'ndan sarayına usta bir ressam, bir heykeltıraş ve bir tunç dökümcüsü göndermesini istiyordu. Daha önceki yıllarda da Rimini hükümdarı Sigismond Malatesta madalyon sanatkârı Matteo di Pasti'yi, Napoli Kralı Aragonlu Alfons da yine madalyacı Constanzo di Ferrera'yı İstanbul'a göndermişlerdi.
Venedik Doju, yapılan antlaşmayla iki devlet arasında dostluk tesis edildiği için sultanın bu isteğine önem verdi. Senatoda durum görüşüldü. Şehrin usta ressamı ve o sırada Doj Sarayı'ndaki Büyük Toplantı Salonu'nun duvar resimlerini düzelten Gentile Bellini (1429-1507) seçildi.
Gentile Bellini, yanındaki diğer sanatçılar ve yardımcılarıyla 3 Eylül'de bir kadırgayla İstanbul'a doğru yola çıktı. Venedikli sanatkârlar ayın sonunda İstanbul'a vardılar. Venedikli ressam ve ekibi yaklaşık 16 ay İstanbul'da kaldı. Fatih'in ve maiyetinin portrelerini yaptı. Sarayın duvarlarını resimledi. 1481 Ocak'ında Venedikli ressam ve ekibi İstanbul'dan ayrıldı.
Bellini'nin Fatih portresi.
Fatih Sultan Mehmed'in ölümünden sonra oğlu II. Bâyezid tabloları pazarlarda sattırdı. Bu yüzden Gentile Bellini'nin ne kadar resim ve madalyon yaptığını bilmiyoruz. Bellini'nin İstanbul'daki yaklaşık 16 aylık çalışmalarından geriye yalnızca Fatih'in portreleri, bir madalyon ve yedi adet çizim kalmıştır. Bellini ülkesine dönünce artık "İl Turco" diye anıldı ve eserlerinde Şark'tan motifler kullandı.
Bronz Fatih madalyonu.
PORTRELER BULUNUYOR
Fatih'in hemen hemen herkesin bildiği kartal burunlu meşhur portresi 25 Kasım 1480'de tamamlanmıştı. Portre, Galata'daki Venedikli bir tüccarın eline geçti ve Venedik'e götürüldü. İngiltere'nin 1877-1880 yılları arasında İstanbul elçiliği görevini yapan ve Ninova'yı yağmalayan Henry Layard tarafından satın alındı. Elçinin eşi kocasının ölümünden 23 yıl sonra 1917'de tabloyu Londra'da National Gallery'ye bağışladı.
Bellini'nin "Solak" çizimi.
Bellini veya onun ekibi tarafından yapılmış ikinci bir portre 1933'te bulundu. Rusya'da bir Rus tüccar tarafından satın alınıp, Paris'te Amerikalı bir koleksiyoncuya satılan portre oldukça küçüktür. Bu resmin ressam ve ekibi İstanbul'dayken değil sonradan yapıldığı düşünülmektedir,
Bellini'nin "Türk kadını" çizimi.
Lütfi Paşa'nın Asafnamesi'ni doktora tezi olarak çalışan İsviçreli Şarkiyatçı Rudolf Tschudi, 1959'da Basel'de özel bir koleksiyonda üçüncü bir portre buldu. Fatih üzerine araştırmalarıyla meşhur Franz Babinger, Rudolf Tschudi'den durumu öğrenince bu konuda inceleme yaptı, ancak meseleyi tam olarak çözemedi.
RESİMDEKİ GENÇ KİM?
İBB tarafından geçtiğimiz günlerde alınan bu resimde karşılıklı birbirlerine bakan Fatih ve yirmili yaşlarda genç bir adam görülmektedir. Resmin arkasındaki tahta levhada eserin Bellini'nin ismiyle birlikte "Maometto Secondo i suo Figlio", yani II. Mehmed ve Oğlu yazısı vardır. Bu yazının ne zaman yazıldığını bilmiyoruz. Resmin Bellini tarafından yapılıp, yapılmadığı hususu da şimdiye kadar tam olarak tespit edilememiştir. Fatih'in karşısındaki kişinin kimliği de çözülememiştir. Bu konuda, resmin Fatih'in gençliği, Şehzade Mustafa veya Cem Sultan olabileceği yorumları yapılmıştır. Ancak Fatih'in çok sevdiği oğullarından Şehzade Mustafa 1474'te vefat etmiştir. Şehzade Bâyezid Amasya'da, Şehzade Cem ise Konya'da sancakbeyliği yapmaktadır. Ayrıca Şehzade Bâyezid 32 yaşındadır. Fatih'in karşısındaki kişinin Cem Sultan olduğu iddiaları afakidir ve hiçbir somut bilgiye dayanmamaktadır. Tamamen bir tahmindir. Fatih'in Cem'i veliaht olarak gördüğü iddia edilir. Resimdeki kişinin Cem Sultan olabileceği de buradan hareketle yapılan bir tahmindir. Nitekim Fatih Kanunnamesi'nde Cem Sultan'ın elkabının kullanılmasından dolayı şehzadeye veliahtlık yakıştırılır. Ancak kanunnameyi kaleme alan Veziriazam Karamanî Mehmed Paşa'nın Cem Sultan taraftarı olduğu için böyle bir tercihte bulunulmuş olabileceği göz önüne alınmaz. Fatih'in Cem'i veliaht olarak düşündüğüne dair somut bir emare yoktur ve veliahtlık 15-16. yüzyıllardaki Osmanlı Veraset Sistemi düşüncesine terstir.
Fatih'in gençliği iddiası da sultanın portresiyle karşılaştırıldığında tutmamaktadır. Çünkü resimdeki gencin burun yapısı kemerli değildir. Babinger, resimdeki kişinin Fatih'in yakınında bulunan ve sultanın sohbetlerinden hoşlandığı Bosna-Hersek Kralı'nın oğlu Kral Oğlu İshak (Sigismund Tomasevic) olabileceğini de ileri sürer. Ancak bu da sadece bir tahmindir.
***
KRAL OĞLU İSHAK BEY
Bosna Kralı Stefan Thomas'ın oğlu olan İshak Bey, Kotromanic hanedanının son üyesidir. Babası 1461'de ölünce Bosna tahtına üvey ağabeyi Stefan Tomas evic geçti. Osmanlılar'ın Mayıs 1463'te Bosna'nın fethi sırasında Stefan Tomasevic öldürüldü. Sigismund Tomasevic ise kız kardeşiyle birlikte Yayça yakınlarında Zvecaj'da yakalandı. Kaçmayı başaran annesi Katerina, kocasının gümüş kılıcını Dubrovnik'de bırakıp, oğlu esaretten kurtulursa ona verilmesini söyledi. Oğlunun fidyeyle kurtulması için uğraştıysa da bir netice alamadı. Müslüman olup, İshak ismini alan Sigismund ise Fatih'in yakın çevresine girdi. 1473 Otlukbeli seferi sırasında Fatih'le sohbet etmiş, yemek yemiştir. Amcası ise daha önce Müslüman olup, üst düzey görevler yapan Hersekzâde Ahmed Paşa idi. İshak Bey, Hersekzâde Ahmed Paşa'nın maiyetinde görev yaptı. Fatih'in oğlu II. Bâyezid döneminde yükselmeye devam etti. Osmanlı-Memlük savaşları sırasında esir düştü. Esaretten kurtulunca savaş sahrasını erken terkettiği için yargılanıp, beraat etti. Hakkındaki en son bilgimiz 9 Eylül 1493'te Osmanlı ordusunun Hırvatlar'ı mağlup ettiği Krbava Muharebesi'ne katılmasıdır.