Birinci Dünya Savaşı'nı bitiren 30 Ekim'de Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasından sonra, imparatorluğun her tarafı işgal edilmeye başlandı. 13 Kasım 1918'den itibaren İstanbul'a binlerce düşman askeri yerleşti. Fransız Doğu Orduları Başkumandanı General Franchet d'Esperey'in 8 Şubat'ta İstanbul'a bir atın üzerinde Fatih Sultan Mehmed'e benzer bir edayla girmesi işin kötüye gittiğini iyice su yüzüne çıkarmıştı. Vatanını düşünen herkes bir çözüm yolu aramaya başladı.
DOKUZUNCU ORDU MÜFETTİŞLİĞİ
Anadolu'da direniş için hazırlıklar yapılırken, Milli Mücadele'nin lideri 19 Mayıs 1919'da Samsun'a doğru yola çıkacaktı. Samsun yolculuğu üzerine belgelere dayalı ilk yayını yapan Murat Bardakçı'dır. Bardakçı, Kâzım Karabekir Paşa'nın ailesinde bulunan belgelere göre "Şahbaba" isimli kitabında Samsun yolculuğunu teferruatlı olarak anlatmıştır. Buradan naklediyoruz.
Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Müfettişliği'ne resmen tayini hakkındaki irade 30 Nisan 1919'da dönemin resmî gazetesi olan Takvim-i Vekayi'de yayınlandı. Mustafa Kemal Paşa, aynı gün Harbiye Nezareti'ne (Savunma Bakanlığı) Samsun'a götüreceği karargâh mensuplarının listesini verdi. Harbiye Nazırı Şakir Paşa 6 Mayıs'ta müfettişlik bölgesindeki faaliyetleriyle ilgili talimatnameyi Mustafa Kemal Paşa'ya resmen tebliğ etti. Talimatnameye göre Mustafa Kemal Paşa, sadece askerî değil mülkî erkâna da emir verme hakkına sahipti. Paşa aynı gün Harbiye Nezareti'nden İtilâf Devletleriyle imzalanmış ateşkes antlaşması ve bazı yazışmaların Dışişleri Bakanlığı'ndan alınarak kendisine verilmesini talep etti. Ayrıca Harbiye Nezareti'ne görevi sırasında kullanacağı altı adet mührün kazdırılmasını da istemişti. Mustafa Kemal Paşa, üç aylık tahsisatının peşin verilmesini, beklenmeyen masraflara harcanmak üzere bir miktar ödeme yapılmasını ve iki binek otomobili tahsisini de talep etmişti.
General d'Esperey İstanbul'a giriyor.
ÜLKEMİZDE VİZE ALMAK ZORUNDAYDIK
Hazırlıklar yapılmıştı ama Samsun'a nasıl gidilecekti. Karadeniz resmen olmasa bile fiilen İngiliz donanmasının işgalindeydi.
Mustafa Kemal Paşa 14 Mayıs'ta maiyetindekilerin listesini Harbiye Nezareti'ne göndererek, İngilizler'den vize alınmasını istedi. 23 subay, 25 erle erbaş ve "altı adet eğerli at"tan ibaret liste, 16 Mayıs'ta İngiliz İrtibat Bürosu'ndan vize aldı.
Vizede "Müttefik Pasaport Kontrol Bürosu, İngiliz Bölümü. Samsun'a gidiş için geçerlidir.
İstanbul, 16 Mayıs 1919" yazılıydı.
Vize irtibat zabiti Yüzbaşı John Godolphin Bennett tarafından imzalanmıştı. Bennett, listedeki subay sayısının bir müfettişlik için fazlalığından şüphelenip, durumu üstlerine aktardı. İngiliz başkomiserliğinden ise "Mustafa Kemal gitsin, ne lâzımsa yapsın.
Padişah onlara itimat ediyor. Vizeyi verin" denmişti.
Bu işlemler sürerken 15 Mayıs'ta Yunanlılar İzmir'i işgal etmişlerdi. Mustafa Kemal Paşa yola çıkmadan önce 16 Mayıs'ta padişahın huzuruna çıktı. Padişahla görüştükten sonra Samsun yolculuğundaki bütün merhaleler tamamlanmıştı.
Mustafa Kemal Paşa, kendisini uğurlamaya gelmek isteyenlere İngilizler'in dikkatini çekmemek için zahmet edilmemesi ricasında bulundu. Şişli'deki evine giderek annesiyle ve kızkardeşiyle vedalaştıktan sonra Galata rıhtımına gitti. Oradan bir motorla Kızkulesi açıklarında bekleyen Bandırma Vapuru'na bindi. Karadeniz'e açılmalarından hemen önce bir devriye hücumbotuyla gelip Bandırma'nın güvertesine çıkan İngiliz denizcileri vizeleri kontrol ettiler ve evraklarda eksiklik görmeyince vapur Samsun'a doğru yoluna devam etti.
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs sabahı Samsun'a ayak basınca, padişaha, sadrazamlığa, içişleri ve dışişleri bakanlıkları ile genelkurmaya beş ayrı şifreli telgraf çekerek göreve başladığını bildirdi.
Atatürk ve Fevzi Çakmak.
BANDIRMA VAPURU
Bandırma vapuru, 1878'de İskoçya'nın Paisley bölgesindeki MacIntyre kuruluşu tarafından Hutson and Cardett tezgâhlarında 21 numarayla, 279 grostonluk yolcu ve yük gemisi olarak inşa edildi. Yelken ve buhar donanımlı, demir uskurlu ve 48,9 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğindeydi. Vapur, 1893'te İdare-i Mahsusa tarafından satın alınıp, ismi "Panderma"ya çevrildi. İdare-i Mahsusa 1910'da "Osmanlı Seyrüsefain İdaresi" olunca vapurun ismi "Bandırma"ya çevrildi ve posta vapuru yapıldı. Bandırma Vapuru, Samsun seferinden sonra da posta hizmetinde çalışmaya devam etti. 1925'te arızalanıp, tamir edilemeyince İlhami Söker'e satıldı ve parçalandı.