Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERHAN AFYONCU

Sağlıksız ekmek üreten fırıncılar idam edilirdi

Osmanlı döneminde ikaz edildikleri halde kanunlara uymayan fırıncılara ibretlik cezalar verilirdi. Padişahlar tebdil-i kıyafet ile fırınları denetlerdi. Ekmeğin ağırlığı, rengi ve içine konulan maddeler kontrol edilirdi. Kabahati olanlar falakaya yatırılır, fırınlarının önünde idam edilirdi

Bazı fırınlarda ekmeğin içinde GDO'lu maddelerin çıkması bir tartışma başlattı. Türk milletinin temel gıda maddelerinden olduğu için ekmeğin kalitesi meselesi asırlardan beri tartışılır. Osmanlı İmparatorluğu'nda en fazla kontrolü yapılan ürün ekmek ve et idi. Nitekim Birinci Abdülhamid, devlet adamlarına hitaben kendi eliyle kaleme aldığı bir emirde, "Her şeyden önemli olan et ve ekmektir" demekteydi. Ekmek, Osmanlı arşiv belgelerinin birçoğunda "nân-ı aziz" olarak belirtilir.

Cezalandırılmış bir esnaf.

PADİŞAHLAR FIRIN DENETLİYOR
Halkın ucuz ve iyi buğdaydan yapılmış ekmek yiyebilmesi için sıkı bir denetim mekanizması geliştirilmişti. Ekmek halkın ana gıdası olduğu için başta padişah ve sadrazam olmak üzere bütün devlet görevlileri fırınları sıkı bir denetim altında tutarlardı.
Fatih Sultan Mehmet bazen resmi olarak, bazen de tebdil-i kıyafetle, yani kıyafet değiştirerek Unkapanı'ndaki, Kapalıçarşı'daki esnafı sık sık dolaşarak, devletin koyduğu kanunlara uyulup uyulmadığını kontrol etmişti. 1774-1789 arasında Osmanlı tahtında bulunan Birinci Abdülhamid de sık sık esnafı denetleyen padişahlardandı. Sultan Birinci Abdülhamid, tebdil-i kıyafet ile fırınlara gider, ekmeğin ağırlığını, rengini, içine konulan maddeleri kontrol ederdi.
Kanunnamelere göre, "Unun ince elekten elenmesi, ekmeğin tamamen pişmesi ve beyaz olması, kokusunun olmaması" gerekmekteydi. Ekmeğin içinde başka bir madde bulunursa veya çiğ pişmişse fırıncı falakaya yatırılırdı. Ancak zaman zaman fırıncılar bu tür uygulamalarla çok ağır bir şekilde cezalandırılmıştır.


Osmanlı döneminde bir fırın.

FIRININ ÖNÜNDE ASILDILAR
1788'de İstanbul'da fırıncıların pişirdiği ekmeğin siyah ve kötü olması yüzünden birkaç fırıncı idam edilmişti.
Eğer ekmek kanunnamede belirtilen gramajın altındaysa fırıncının kafasına suçlu olduğunu belirten tahta bir külah geçirilir veya para cezası verilirdi. Gramajda meydana gelen yüzde 5 oranındaki sapmalar beşerî bir yanılma olarak görülüp ekmekçi esnafına herhangi bir ceza uygulanmaz ancak sapmalar bu oranı aştığı zaman ekmekçiler ikaz edilirdi. Eğer devletin belirlediği gramaja aykırı tutumlar tekrar ederse ceza uygulanmaya başlanırdı.
Ekmek sıkıntısına veya ekmekteki yolsuzluklara karşı alınan en sert önlem fırın işletmecisi veya çalışanlarının işyerlerinin önünde asılmasıydı. 21 Mart 1772'de Üçüncü Mustafa Vezneciler'de bir ekmekçinin tezgahtarını başkalarına ibret olması için astırmıştı. 8 Mart 1774'de de Kaymakam Süleyman Paşa, Vefa Meydanı'nda bir ekmekçiyi idam ettirmişti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA