Demirbaş Şarl'ın Türkiye'ye sığınmasından bir yıl sonra Rus Çarı Birinci Petro'nun Osmanlı'ya karşı uzlaşmaz ve düşmanca siyaseti yüzünden iki devlet arasında savaş patlak verdi. Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Temmuz 1711'deki Prut Muharebesi'nde Ruslar'a karşı çok büyük bir başarı kazandı.
Osmanlı yönetimi, savaştan sonra Rusya ile anlaşmazlığı uzatmak istemediği için Şarl'ı ülkesine göndermek istedi. Fakat kral yolun güvenli olmadığını öne sürerek, gitmek istemedi. Bu yüzden sultanla arası bozuldu ve hırsını sultanın gönderdiği hediyelerden çıkardı. "Ne erzaklarını isterim, ne de atlarını" diyerek sultanın kendisine hediye ettiği 20 atı karargâh içinde vurdurdu. Kralın ve elçilerinin yaptığı girişimler bu kez işe yaramadı. Sultanın, fermanıyla kral zorunlu olarak 1713'te Bender'den Dimetoka'ya getirildi.
Demirbaş Şarl, 1714 Ağustos'unda padişahtan izin isteyerek Osmanlı topraklarından ayrıldı. Kral, hareket etmeden önce tanınmamak için yanındaki 15 subayıyla birlikte sakal bırakmıştı. Kral, 1714 Kasım'ında ülkesine ulaştı.
İsveç, krallarının olmadığı dönemde perişan bir hâle düşmüştü. Bir başarı kazanarak, mağlubiyet izlerini silmek için Norveç'e karşı bir sefer düzenledi, ancak 1718'de Fredrishald kuşatması sırasında vurularak 36 yaşında öldü.
Demirbaş Şarl'ın Türkiye'de kalması ve Doğu kültürü ile tanışması İsveç üzerinde günümüze kadar gelen derin izler bıraktı. İsveç Kralı'nın ülkesine dönmesinden sonra dolma, buzlu şerbet ve kahve İsveç'e geldi. "Kalabalık, sofa, yıldırım, yaramaz, köşk, divan" gibi kelimeler, İsveç diline girdi.
İsveç Kralı, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki şehir planlanmasından etkilenmişti. Stockholm'da aynı tarz planlamaya gitmeye çalışarak parklar yaptırttı. Demirbaş Şarl, yaptırttığı iki yeni gemiye jilderim (yıldırım) ve jaramas (yaramaz) isimlerini koymuştu. İsveç gemilerinde hâlâ aynı isimler kullanılır.