Rus elçilik heyetinin protokol kurallarını ihlal eden davranışlarına rağmen Moskova'ya ticarî haklar verildi. Osmanlı topraklarından Rusya'ya baharat, ipekli kumaşlar ve kadife gönderilirken, kuzeyden kürk, cıva ve keten gibi mallar alınıyordu. Birkaç yıl sonra, 1499'da Aleksis Kolokvastov aynı amaçlarla Osmanlı Devleti'ne geldi. Ruslar'ın Büyük Prensi'nin o dönemlerde de en büyük endişesi, tebaasına Karadeniz ticareti için bazı avantajlar sağlamaktı. İki devlet arasındaki ilişkiler, siyasî bir mana taşımasa da 1492'den itibaren uzun süre dostane devam etti. Kırım Hanı Mengli Giray'ın 1502'de Altınordu Devleti'ni ortadan kaldırmasından sonra Ruslar için "Tatar Boyunduruğu" dönemi sona erdi. Moskova Knezliği, bağımsızlığını kazandıktan sonra yavaş yavaş büyüdü. Bu yıllarda Ruslar, Osmanlılar'a karşı bir tehlike teşkil etmedikleri gibi Lehistan-Litvanya Devleti'ne karşı müttefiktiler. Moskova Büyük Prensi ve Osmanlı Devleti arasındaki dostane ilişki, Yavuz Sultan Selim döneminde biraz daha canlılık kazandı. Yavuz Sultan Selim, 1512'de tahta geçişini Büyük Prens Vasili'ye bir elçi ile haber verdi. Vasili 1514'te gönderdiği elçiyle iki ülke arasındaki mevcut dostluğu yeniledi. 1515'te Kırım Hanı ile anlaşmazlıkları için sultanın yardımına başvurdu. Vasili aynı amaçla 1520'de de Yavuz'a elçi gönderdi. Ancak elçilik heyeti, öncekinden ileri bir netice alamadı. Osmanlı sultanı, Kırım Tatarları için Rusya'ya yardım etmese de, Rus tüccarlarının özellikle Azak için ticaret imtiyazlarını onaylamıştı. Kanunî Sultan Süleyman, Moskova Prensi Üçüncü Vasili'nin kendisine 1523'te gönderdiği elçi Johann Morosov'u gerçi nazik bir biçimde karşıladı, ama eski dostane ilişkileri canlandırmadı. Rus Prensi'nin 1526'da Macaristan seferi sırasında sultanı Belgrad'da karşılamak üzere aynı amaçla gönderdiği iki elçi, hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldular. Vasili'nin 1531 Nisan'ında Kanunî'ye bu yüzden gönderdiği bir mektuba da cevap verilmedi ve Moskova'nın girişimleri sonuçsuz kaldı. İlk Rus Çarı olan Dördüncü İvan (Korkunç İvan), 1547, 1549 ve 1552 yıllarındaki seferleriyle Kazan'ı ülkesine ilhak etti. Ardından 1556'da da Astrahan'ı ele geçirince bölgedeki Müslüman halkın İstanbul'a ulaşan şikâyetleri Osmanlı- Moskova arasındaki ilişkileri bozdu.