Charles-Edouard Joris, sorguda olan biten her şeyi anlatınca olayın bütün safahatı aydınlanmıştı. Sofya'da suikast kararı aldıktan sonra terörist Kendiryan, Belçikalı anarşist Joris ile temas kurmuştu. Kendiryan, Joris, Samuel Fain, Robine Fain ve Lipa Rips İstanbul'da bir ev kiralayarak günlerce suikast planını tartıştı. Bombalı arabayla suikasta karar verilince, Viyana'dan istedikleri gibi bir fayton satın alındı. İstanbul'a gönderilen araba, gümrükten çıkarılarak Şişli'de bir ahıra kondu. Teröristler, Rus konsolosluğundan temin ettikleri sahte izinle Yıldız Camisi'ndeki Cuma selamlıklarına defalarca gidip, yabancılara ayrılan yerden, padişaha ne şekilde suikast yapılabileceğini hesapladı. Sonunda araba içine yerleştirilmiş bir saatli bombanın padişahın arabasının yanında patlatılmasına karar verdiler.
Paris'te satın alınan bomba birçok ayrı paket hâlinde parça parça olarak Atina ve Varna yoluyla İstanbul'a getirtildi. Gerek arabanın satın alınması, gerekse suikasta yönelik harcamaların toplamı 300 bin frangı bulmuştu. Para, Amerika, Rusya ve Bulgaristan'daki Ermeniler tarafından temin edilmişti. Suikastın gerçekleştirileceği gün titreşimin önlenmesi için tekerlerine lastik takılmış, araba Yıldız Camisi'ne getirildi. Arabadaki saatli bomba sultanın camiden çıkıp kendi arabasının yanına geleceği zamana göre ayarlandı. Her şey önceden planlandığı gibi yolunda gidiyordu. Fakat İkinci Abdülhamid o gün her zamankinden farklı olarak namaz çıkışı biraz oyalanınca, önceden kurulmuş olan saatli bomba patladı ve suikast başarısız oldu. Suikast başarılı olsaydı, sultanın öldürülmesinden sonra Ermeni teröristler, Bâbıâli'yi, Tünel'i, Galata Köprüsü'nü, Osmanlı Bankası'nı ve birçok resmi daireyi havaya uçurarak İstanbul'u kan gölüne çevireceklerdi.