Borsada, internette, enkaz başında, yollarda…. Her yerdeler… Peki cezaları ne?
Utanmazlara para cezası yetmez…
Türkiye tarifsiz bir acı içinde. Binlerce kardeşimizi kaybettik, yaralılarımız var, binlerce insanımız, canımız enkaz altında…
Milyonlar tek yürek olmuş depremzedelere yardım için çırpınıyor. İmkanı olan kalkıp gidiyor, olmayan burada 'ne yaparım' derdinde. Parasıyla, emeğiyle, eşyasıyla yardıma koşuyor. Hiçbir şey yapamasa dua ediyor…
İçimizdeki ayrık otları ise fırsat peşinde…
İlk günden başladılar….
Önce Borsa'da gördük onları. Yitirdiğimiz canlardan bile utanmayanlar çimento ve beton hisselerine saldırıp para kazanma derdine düştüler. Bu yüzsüzleri 'durdurun' çağrıları yaptık. Borsa İstanbul ancak üçüncü gün kapandı. Şimdi bu iki üç gün içinde bu alımları yapanlar belirlenmeli… Bazen yaptığınız iş hukuka uygun olsa da ahlaka aykırıdır ve vicdanları yaralar…
İlk gün ahlaksızları bununla bitmedi. Deprem felaketi sonrasında gerekli malzemelerin fiyatlarını 3-4 kat artıran insanlıktan nasibini almamış yaratıklar çıktı ortaya…
Battaniye, ısıtıcı, tüp, mont eldiven ne lazımsa bunun üzerinden para kazanmaya çalıştılar.
Evindeki tek sobayı söküp yetkililere getiren ve "içine odun da koyayım mı" diye soran o eli öpülesi cennetlik annemizden de utanmadılar…
Zaten utanma duygusu olsa yaparlar mı?
Bitti mi?
Elbette bitmedi…
Ekmeklerin fiyatını iki katına çıkartan fırıncılar gördük. Gerekçeye bak; "Biz gramını artırdık…" Utanma olsa, köyünde kentinde çocukları için ayırdığı unla hemen ekmek, çörek yapıp bölgeye gönderen büyük yürekli teyzelerimizden utanırlar…
Bölgede en büyük ihtiyaçlardan birisi tuvalet ve temizlik. Yakın yerlerdeki benzin istasyonları bunun için müsait. Ama anlı şanlı şirketler istasyonlarındaki tuvalet ve büfeleri kapatıverdiler. "Yasak" koydular… En kaz başında 30-40 saat dinlenmeden can kurtarmaya çalışan o mübarek insanlardan da utanmadan…
Birisi çorba yapıp fahiş fiyatla satmaya kalktı, canıyla uğraşan insanların üç kuruş parasına göz dikerek…
BUNLAR İNSAN DEĞİLLER
Marketleri, evleri yağmalayan, hırsızlık yapan mahluklar insan bile değiller. Kur'an-ı Kerim'in onlara 'Belhum adal' yani 'aşağıların aşağısı' dediği mahluklar… Üstad Necip Fazıl'ın "Alçak desem seviyen olur çukur adam" diye tarif ettiği tipler… Allah onların iki cihanda cezasını verecektir.
Sosyal medya fırsatçılarını, buradan maddi ve siyasi rant sağlamaya çalışan aşağılık tipleri zaten hepimiz biliyoruz, her durumda onlar ortaya çıkıyor. İçlerinde ünlüsü de var ünsüzü de... Yasalarımız onların cezalarını da belirlemiş durumda. Mutlaka gereği yapılacaktır.
CEZALAR DAHA FAZLA OLUYOR
Peki deprem ve acılarımız üzerinden para kazanan bu tiplere hangi karşılık veriliyor? Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı hemen devreye girip para cezaları kesiyor. Öyle küçük rakamlar değil. Bir daha iş yapamayacak duruma düşürecek rakamlar. Daha da artmalı. Buraeda bakanlıkların hızlı hareket ederek anında aksiyon almaları kamuoyu vicdanı açısından çok önemli.
Ama para cezası yeter mi o tartışılır. Bu insanlar bir daha ticaret hayatında olmamalı. Mutlaka kapatma dahil çok ağır cezalar verilmeli. Verilmeli ki bir daha acılarımız üzerinden kimse para kazanmaya çalışmasın…
Depremle ilgili cezalar normal zamanlardan daha fazla uygulanıyor.
Hırsızlık suçu normal zamanda 1-3 yıl hapis iken afet bölgesinde yardım malzemelerine karşı olursa 3-7 yıla çıkıyor. Afetin getirdiği kargaşadan faydalanarak yapılırsa bu kez 5-10 yıla çıkıyor. Dolandırıcılık suçu afet zamanlarında ve bölgede olursa 5 yıl yerine 10 yıla kadar çıkan hapis cezası ile cezalandırılıyor. Yağmacıların cezası da normal zamanlarda 10 yıla kadar hapis iken afet bölgesinde 15 yıla kadar çıkıyor.
Piyasayı bozucu yalan haber yayanların cezaları da afet bölgeleri ile ilgili olduğunda 3'te 1 oranında artırılıyor. Stok yapanların cezası da 3 yıla kadar hapis gerektiriyor.