Küçükken babamla ağabeyi komşulara giderlermiş... Komşular onlara pastalar, börekler ikram edermiş... Amcam pastalar geldiğinde hepsine konmak için; "Musa (babam olur kendisi) pasta sevmez" dermiş... Babam biraz mahcupluğundan biraz da komşulara ayıp olmasın diye "Hayır canımmm, niye sevmeyeyim, severim ben de" diyemezmiş ve içi gittiği halde pastaların tadına bile bakamazmış... Pastalar da amcama kalır, o da afiyetle yermiş...
Şimdilerde babamın anlattıkları aklıma geliyor. TCK daha görüşme aşamasındayken ve AB'nin bir şeyden haberi bile yokken biz "AB kabul etmez" diye bağırıp çağırmaya başladık. Unutmamalıyız ki, bize ayak sürümekte bin bir türlü bahane arıyorlar. Sanırım Sayın Gül'ün dediği "Kraldan çok kralcı" asıl biziz. Bence biraz daha yapıcı olmalıyız. Başbakanımızın "AB'ye yalnız girmeyecekler, hep beraber gireceğiz siyasetini" sevmiyor; kişiliğini, görüşlerini benimsemiyor olabiliriz. Ama unutmamalıyız ki bu yola hep beraber başladık ve yoruldukları yerde omuzlamayı bilmeliyiz.
EROL YILMAZ / SİVAS