14 Eylül 2004'te TBMM'de son şeklini alacak olan Türk Ceza Kanunu içinde çocukların davranışlarına karşı nasıl kurallar konduğu hepimiz için önem taşıyan bir konu. İster 12 yaşın altında, ister 15 yaşın üstünde olsun, çocuk yaştaki kişilerin davranışlarını yetişkinlerle eş düzeyde yargılamak çağdaş gelişim anlayışımızla bağdaşmıyor.
Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni onaylayan TBMM, en kısa zamanda kanunların bu yasaya uygun hale getirilmesi için çalışmaya söz vermişti. Bu sistemin içinde adalet mensupları ile birlikte çocuğu takip eden eğitimcilerin, sosyal hizmet uzmanlarının da yer alması gerekirdi. Hatta çocuğun yanlış davranışının aileden kaynaklandığı hallerde aileye yardım yapılması için ruh sağlığı ekiplerinin de devreye girmesi uygun olurdu.
Öncelikle TCK'nın yeni şekliyle çıkmadan çocukları ilgilendiren maddelerin yeniden gözden geçirilmesi, çocuklara özgü durumlarda hukukçularla birlikte diğer sosyal bilimcilerden oluşan ekiplerin sosyal incelemeler yaparak çocuğun durumunu değerlendirmesi şartı aranmalı. Okullarda çalışan psikolojik danışmanlar, çocuk mahkemelerinde görevli psikolog ve sosyal hizmet uzmanları çocukları tanımak üzere görevlidir. Bu kişilerin çocuk ve ailesiyle yapacağı çalışmalar suç niteliğinde davranışların önlenmesine katkıda bulunabilir.
İstanbul'daki bazı sivil toplum kuruluşlarından oluşan 'Çocuk Adalet Sistemi Yapılandırma Girişimi' (ÇASYAG) bu konuda çaba harcamıştır. Bu gayretler geleceğimizi emanet edeceğimiz çocukların sağlıklı gelişmesine yardımcı olmak için gerekli. Onları etiketlemeden, yargıyı aceleye getirmeden, davranışlarında hatalı gördüğümüz tarafları düzeltme fırsatı veren bir TCK için 14 Eylül'de Meclis'ten ciddi çaba bekliyoruz. Nüket ATALAY - YÖRET Vakfı Başkanı