Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK DURBAŞ

Denetlenemeyen bilim...

Bu ülkede sayıları 500'ün altında olan halk sağlığı uzmanları içinde üniversitede çalışan yaklaşık 100 öğretim elemanından biri ve bir tıp doktoruyum. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı' nda beş yıldır öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım.
11 Mayıs 2004 tarihli "Sabah Posta Kutusu"nda Dr. Hüseyin Toros'un dile getirdiği Türkiye üniversitelerinde bilim yapmanın olmazsa olmaz koşulu mertebesine yükseltilen ve giderek denetimden çıkan yabancı dil koşulunu başarıyla geçildiğinin göstergesi olan Yabancı Dil Başarı Belgesi'ni 1989'da doçentlik merkezi yabancı dil sınavında aldım. Şu anda, belgem son beş yıldan daha önce alındığı için yardımcı doçent olmanın diğer koşullarını yerine getirmeme rağmen üniversitem bilim dalımla ilgili yardımcı doçentlik kadrosu açmadı ve ilan etmedi. Bu nedenle yaptığım işin karşılığında aldığım para gecelerimi de içeren akademik görevlerimi yerine getirmemin karşılığı olmadığı ve beni motive etmediği için üniversiteden ayrılmak için dilekçe vermiş bulunuyorum.
Bugüne kadar geçerli olan yabancı dil başarı belgem, geçen yıl aralık ayında açılan üniversitemize özgü bir kararla geçersiz sayıldı: "Yardımcı doçentlik kadrosuna son beş yılda alınmış yabancı dil belgesi olanlar başvurabilir". Yani daha önceden bir bilgilendirmeye uğramadan beş yıllık üniversite ve bilim yaşantımı harcayan bir kararı, üstelik karar verme aşamalarında temsilcim olmadan (öğretim görevlileri üniversite yönetim kurul ve senatolarına temsilci gönderemezler) ve bilimsel olmayan bir kararla aldılar. Koşulları gerçekleştirmiyor gözüktüğüm için yapılan ilanda kendi bilim dalım kadrosu ilan edilmeyince hukuken hak da doğmadı. Bu yüzden "Yasalar geriye doğru işletilmez" ilkesini yargıya onaylatamadım.
Ünlü bilim felsefecisi Feyerabend'in dediği gibi "Bilimin yönetimi bilimsel değildir". Peki imam-hatiplilerin katsayısı değişikliği için üniversitelerin yaptığı nedir? Kendi bünyesinde görece siyasi (bilim politikası) olan kararlar alan üniversite topluluğu üst siyasi olan bir karara tepki gösterirse inandırıcı olabilir mi? Sonuçta ÜDS ile ölçülen söz konusu yabancı dilin anadil bilgisidir. Bugün İngilizce bildiği varsayılarak öğretim üyesi kademelerinin üst basamaklarında bulunan bilim adamlarına değil yabancı bir dilde, kendi dilimizde benzer bir eleme sınavı yapılsa veya beş yılda bir tazelense ÜDS'de yaşanan başarısızlığın çok daha fazlası yaşanır.
Sadece akademik unvanların elde edilebilme- sine yararı olan "okunmayanlar kutusuna atılan bir yayın"ın hangi dilde yapıldığının çok önemi yoktur. Günümüzde en önemli ulusal sorunlarımızdan ve tehlikelerden birisi de denetlenemeyen bilimdir.
UMUR GÜRSOY

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA