İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in ittifak eleştirisi siyasi gündemde yerini korurken muhalefet cenahındaki bir husus dikkatlerden kaçmıyor.
Mayıs 2023 seçimlerinde muhalefetin ortak adayı olan Kılıçdaroğlu, Akşener ve diğer sağ partilerin eleştirilerine cevap vermiyor.
"Büyük koalisyonun" mimarı olmasına rağmen ısrarla susuyor.
Gazetecilerin sorularını nezaketle geçiştiriyor.
Bakmayın Oral Çalışlar'ın "özeleştiri" sorusuna verdiği cevapta "seçimden birkaç gün sonra kamuoyu önüne ekibiyle çıkıp hesap vermemesini, öz eleştiri yapmamasını eksilik" olarak gördüğünü söylemesine.
Kılıçdaroğlu'nun seçim sonrası suskunluğu stratejik bir tercihti.
Belli ki, CHP'deki genel başkanlık krizine muhalefet partileri ile tartışmayı eklemek istemiyor.
Muhalefetin hatasının nerede olduğuna dair değerlendirmesinin ya da kendisini ve partisini savunmasının muhalefetteki dağınıklık üzerinde çarpan etkisi yapacağının farkında.
Zaten eski müttefikleri ayrı ayrı aday çıkarma bahsini açtılar bile.
Kılıçdaroğlu konuşursa "partiyi dağıtacak baskı" dediği şey muhalefet cenahında ittifak imkanını tümüyle ortadan kaldırabilir.
Cumhur İttifakının eline bir sürü malzeme verilir.
Bu da Mayıs yenilgisine Mart felaketini eklemek olur.
Malum, Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP, mevcut belediyeleri yeniden kazanabilmesi için aynı anda İYİ Parti ve HDP/YSP'nin desteğini almak zorunda.
Hatta küçük sağ partilerin de desteği iyi olur.
Bu zorunluluklar nedeniyle Kılıçdaroğlu susuyor ve CHP'nin hakkını savunmak CHP'ye yakın yorumculara kalıyor.
Onlar, Akşener'e de Davutoğlu'na da Babacan'a da laf yetiştiriyorlar.
Peki Kılıçdaroğlu'nun anlaşılabilir suskunluğu nasıl bir etki oluşturuyor?
***
İYİ Parti dahil diğer ortakların "hata bizde değil, biz haklıyız" argümanı kamuoyunda yerleşiyor.
CHP ile yapacakları şehir bazlı iş birliği için çetin pazarlık zemini oluşuyor.
Kılıçdaroğlu, kurultay ile meşgulken "fedakârlık yapması gereken CHP olacak" algısı büyüyor.
Zira muhalefetin pazarlıkları açısından bu zamana kadar ittifakın CHP'nin lehine çalıştığı açık.
2019 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara ve Antalya gibi büyükşehirleri CHP'li adaylar alırken İYİ Parti hiçbir büyükşehir ya da il belediyesini kazanamadı.
"6'lı masa ve Halil İbrahim sofrası" kurularak gidilen Mayıs 2023 seçimlerinde hem CHP Genel Başkanı muhalefetin ortak adayı oldu hem de iki büyükşehir belediye başkanlığını cumhurbaşkanı yardımcısı adayı yaptı.
Sonuç ne oldu?
Muhalefetin bütün bileşenleri yenildi.
En çok İYİ Parti kaybetti.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, adaylık iddiasından vazgeçtiği gibi 6'lı masanın müzakere süreçlerinden zarar gördü ve seçim barajı yüzde 7'ye indirilmese partisi Meclis'e giremeyecekti.
HDP'nin Kılıçdaroğlu'na desteği sebebiyle İYİ Partili sağ seçmen "mahcup seçmen" konumuna geldi.
İki seçimdir aday göstermeyen HDP hem belediyeleri kayyuma kaybetti hem de oyunu yüzde 8'e düşürdü.
10'ar milletvekili çıkaran sağ partilerin CHP listesinden seçime girerek kaybettikleri siyasi iddia aldıkları milletvekili sayısı ile kıyaslanamaz.
CHP yorumcuları tarafından yapılan "vefasızlık" aşağılamaları da cabası.
***
Kılıçdaroğlu'nun muhalefetin tartışmalarına girmemesinin kendisini ve CHP'yi kısmen koruduğu söylenebilir.
Ancak aynı şey CHP seçmenin hissiyatı ile ilgili söylenemez.
Mayıs 2023 seçim ortamı muhalefet kesimindeki siyasallaşma ve özgüveni zirveye taşıdı.
İşte Kılıçdaroğlu'nun yenilgisi sadece hayal kırıklığı oluşturmadı.
Aynı zamanda muhalefetteki aşırı siyasallaşmayı tepkiselliğe çevirdi.
Bu da seçmenin muhalefet partilerine yabancılaşmasını getirdi.
"Sizden adam olmaz, yerel seçimleri de Erdoğan'a vereceksiniz" şeklinde ifade edilebilecek ağır bir apolitik hissiyat oluşturdu.
***
Değişim çağrılarını bastırmak ve suskunluk CHP seçmeninin öfkesini yabancılaşmaya götürüyor.
Bu hissiyatı aşmak Kılıçdaroğlu'nun en büyük meydan okuması olacak.
Kılıçdaroğlu yenilginin sebebi hakkında özeleştiri yaparak suçu üstlense genel başkanlıktan çekilmesi gerekecek.
Sorumluluğu diğer ortakları ile paylaşsa çok mecbur olduğu ittifak imkanını tümüyle kaybedecek.
CHP'nin elindeki belediyelerin kaybetmesi CHP seçmeninde çifte hayal kırıklığı ve yabancılaşma oluşturacak.
Geriye tek seçenek kalıyor.
Kılıçdaroğlu, CHP seçmenini yeniden hareketlendirebilmek için iktidar karşı sert söylemlere yönelmek.
Bunun Cumhur İttifakına yaraması ve CHP'li belediye başkanlarının aleyhine çalışması pekâlâ mümkün.
Bu arada, CHP seçmenindeki "partiyi dağıtacak" hissiyat daha derin yabancılaşma ve güvensizlik üretiyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz