Geçen salı günü AK Parti "Türkiye Yüzyılı İçin Doğru Adımlar" başlıklı 2023 seçim beyannamesini kamuoyu ile paylaştı. Çok iyi çalışılmış 481 sayfalık ve 6 bölümlük bir metinden bahsediyoruz. Beyannamede eser ve hizmet siyasetinin yeni projeleri, gündelik hayatın iyileştirilmesi ve dış politika-güvenlik alanlarındaki iddianın sürdürülmesi öne çıkıyor. Girişinde AK Parti'nin bir dava hareketi, geleceğin partisi, kapsayıcı- kuşatıcı siyasetin öncüsü, demokrat, reformcu ve tam bağımsız Türkiye idealine sahip olmasına vurgu yapılıyor. Sağlam toplumsal yapı, değerler ve aile etrafında düşünülürken somut vaatlerin gelir tamamlayıcı aile destek sistemi, ev hanımlarına emeklilik desteği, gençleri aile kurmaya teşvik, Aile ve Gençlik Bankası ve kamu sınavlarında mülakatların kaldırılması olması dikkat çekiyor. İstikrarlı ve güçlü ekonomi kısmında stratejik sektörler için yeni proje ve hedefler belirlenirken kişi başına 16 bin dolar rakamı veriliyor.
***
Demokrasi ve insan hak ve hürriyetleri kısmında AK Parti'nin "dönüştürücü ve koruyucu" reformlardan sonra "tamamlayıcı reformlar" yapma iradesi vurgulanıyor. Bütüncül dış politika kısmında üç stratejik kuşakta Türkiye eksenini inşa hedefi belirleniyor: Ülkemizin çevresinde barış, refah ve istikrar kuşağı oluşturmak, kıtasal açılımları yeni hamlelerle kurumsallaştırmak ve daha adil bir küresel düzenin kurulmasına öncüllük etmek. Güven ve istikrarla huzurlu gelecek kısmında ise terörden arındırılmış Türkiye, güvenli şehirler ve kurucu beş yıllık tecrübeden sonra cumhurbaşkanlığı sisteminin restorasyonu gündem yapılıyor. Beyannameler siyasi partiler için vaatlerin, politikaların ve hedeflerin anlatıldığı metinlerdir. 21 yıldır iktidarda olan AK Parti için ise beyanname birlikte başarılanları anlamında hesap verme ve önümüzdeki beş yıl için yeni hedefler koyma metni. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Togg, doğalgazın karaya ulaştırılması, TCG Anadolu ve Akkuyu Nükleer Santrali gibi gerçekleştirdiği büyük projelerle yeni dönem vaatlerini birleştirerek kampanya dönemine iyi bir başlangıç yaptı.***
HDP (YSP)'nin öne çıkan sol söylemi ve TİP'in etkinleşen profili bunlara eklendiğinde Kılıçdaroğlu'nun kazanması durumunda solun iktidara geleceği algısı şekilleniyor. Bazı sağ partilerin CHP listelerinde beklenenden fazla yer alması sol siyasetin güçlendiği ve ülkenin geleceğini belirleyeceği hissini engelleyemiyor. Bunda muhalefet çevrelerinin yeni üyelerin (YRP ve HÜDA PAR) katılımından sonra büyük bir hararetle Cumhur İttifakı'nı "radikal İslamcı" ve "kadın-sol düşmanı" olmakla suçlamalarının da payı var. Cumhur İttifakı'nın aileye vurgusu ve LGBT dayatmasına karşı çıkması da sağ siyaset olarak eleştiriliyor. 6284 tartışması ve bazı sorumsuz isimlerin AK Partili kadın siyasetçilere hakareti üzerinden üretilen bu "radikal sağ/İslamcı" tipolojisi, Kılıçdaroğlu'nun HDP-PKKFETÖ çevrelerinden gördüğü desteği perdeleme niyeti taşısa da başka bir dinamiği harekete geçiriyor. Baykal dönemi CHP'sinin resmi olarak yaptığı "radikal İslamcı" suçlaması terk edildi, şimdi benzer bir söylem Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP yanlısı gazeteciler, HDP ve TİP'li siyasetçiler tarafından kullanılıyor. Böylece siyasi hayatımızda artık pek etkisi kalmadığı düşünülen sol-sağ kutuplaşmasını seçimlere giderken yeniden üretiyor.