Akşener, Kılıçdaroğlu'nun kendi adaylığını dayatmasına "hayır" diyerek dün 6'lı koalisyonu dağıttı. Masanın "artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybettiğini, şahsi hırsların Türkiye'ye tercih edildiğini ve noter masasına döndüğünü" söylemesi muhalefetin bir yılı aşkın 6'lı Masa mesaisine yapılan ağır eleştirilerdi. Akşener'in kararını iki CHP'li belediye başkanını milletin istediğini ama masanın engellediğini söylemesi ve bu iki ismi aday olmaya çağırması CHP ve İP arasındaki büyük bir fırtınanın da başlangıcı demek. Aynı zamanda bu çağrı bir mülkiyet kavgasına işaret ediyor. Zira bu iki başkan, Akşener'in gözünde, Millet İttifakı'nın seçilmiş ortak belediye başkanları.
2019 seçimlerindeki birliktelikten İP neredeyse hiçbir şey elde etmedi, CHP 11 büyükşehir belediyesi kazandı.
***
Akşener'in bir süredir 6'lı Masa'da "kaybet-kaybet" denkleminde olduğunu yazıyordum. Bu kararla Akşener, Kılıçdaroğlu'nun kurduğu kapandan kurtuldu.
Masadaki diğer sağ partilerle eşitlenme ve Kılıçdaroğlu'nun adaylığı sebebiyle çifte kayıptan geri adım attı. İP tabanındaki milliyetçi-muhafazakâr seçmen Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkarken seküler oyların CHP'ye geçmesi riski de vardı. Akşener, parti yönetimindeki ağır topları ikna edemediği gibi Kılıçdaroğlu'na da "güçlü cumhurbaşkanı yardımcılığı" meselesinde güvenememiş görünüyor. Masadan bu saatte ayrılmanın maliyeti olacak tabii, ancak Akşener, Kılıçdaroğlu'na karşı ilkeleri hatırlatabilecek bir yerde. Malum masanın kurulduğu dönemde genel başkanlar aday olmasın diyen Kılıçdaroğlu idi. Ve bu kararla Akşener, en azından partisini asıl ikinci kapanın (HDP ile aynı safta birleşme) zararından korudu. Aynı zamanda 5'li masanın açıktan HDP ile pazarlık yapmasını kolaylaştırdı.
Muhalefetin birinci turda kazanma ihtimalini ortadan kaldırdığı doğruysa da Akşener bu kararla partisini hem olası ikinci tur seçimi için hem de Meclis'teki denklem için anahtar hale getirdi.
***
CHP çevreleri "intihar" söylemi eşliğinde ağır suçlama bombardımanı başladı ve bu seçime kadar devam eder. İçeride ve dışarıda arzu edilen "büyük koalisyonun" kurulmasını gerçekten kimin engellediği muhalefetin ana tartışma konusu oldu. Hakkı yenmesin, Akşener tutarlı davrandı, zira masanın 2 Mart'taki toplantısına kadar sürekli uyardı Kılıçdaroğlu'nu; "kişisel hırs yapmayalım, fedakârlık zamanı bak, ben aday değilim sen de olma" dedi. "Kazanacak aday değilsin" dedi. Şimdi CHP ve İP arasında "asıl sen Erdoğan'ın lehine davranıyorsun" kavgası başlayacak. İP tarafı "CHP'den iki isim önerdik genel başkanlar aday olmasın dediğiniz halde seçilemeyecek aday konumundaki Kılıçdaroğlu'nu dayattınız" diyecek. CHP ise "Son iki ayda masayı dağıtarak bakın bunlardan bir şey olmaz diyen Erdoğan'ı haklı çıkardın" söylemi ile saldıracak. CHP medyasındaki Akşener'i hedefe koyan sert tepkiler bütün defterlerin açılacağını gösteriyor.
***
Akşener tekrardan Kılıçdaroğlu ile 2'li bir masa kurabilir mi? Bu kadar ağır eleştiriden sonra mümkün değil. Peki, İP, HDP gibi kendisi bir blok oluşturabilir mi? Masadan ayrılma kararı için Akşener çok beklediyse de bazı küçük partilerle blok oluşturmak için çabalayabilir. Akşener'in zor kararının İP'in geleceğine etkisi için iki senaryo da açık. Çok büyük kayıplar da yaşayabilir, yeniden de konumlanabilir. Masanın dağılmasının Cumhur İttifakı lehine olduğu açık, ancak 2023 seçimlerinin rehavet kaldırmayacağı görüşündeyim. Depremin yaralarını sarmakla uğraşarak pozitif siyasete odaklanmak isabetli olur.