İktidar yeni hamlelerle siyasi havayı lehine çevirirken muhalefetin dağınıklığı yeni çelişkilerle sürüyor.
Bir süredir 6'lı masanın ortak aday açıklamada geç kalmasının artık artan bir maliyete dönüştüğünü yazıyorum.
Bu olgunun şimdilerde muhalefete yol gösterenler tarafından da seslendirildiğini görüyorum.
Muhalefetin tutarsız söylemlerinin seçmeni kararsızlaştırdığı, ismin açıklanmadan yıpranır hale geldiği ve 6'lı masada uzlaşma olmayacaksa şimdiden yaşanması gerektiği vurgulanıyor.
6'lı masanın "sürdürülebilir dağınıklığı" yapısal.
Ne daha iddialı olabilecek ne de dağılabilecek bir noktada.
Yani dağılmadan dağınık olma hali... Malum, "sürdürülebilirlik" olumlu bir kavram ancak bu "mecburiyete dayalı ama uzlaşma üretemeyen" sürdürülebilirlik muhalefet için maliyet üreten bir zafiyet.
***
6'lı masanın temel sorunu parti başkanlarının manevra yaptığı iki satranç tahtasına dayanması. Dışarıdaki satranç tahtasında partiler (özellikle CHP ve İyi Parti) siyasi oldubittiler yapmayı seviyor.***
Bir de aylık toplantılarda parti başkanlarının oynadığı siyaset satrancı var.***
6'lı masanın kurulması bir mühendisliğe dayanıyor.***
Halbuki içeride uzlaşmacı görünen Kılıçdaroğlu dışarıdaki satranç tahtasında o kadar tek taraflı adımlar atıyor ve o kadar fevri-aşırı siyasi söylemler kullanıyor ki, 6'lı masanın diğer bileşenleri kendilerini de seçmen nezdinde sorunlu duruma düşüren şeyleri sadece izlemekle yetiniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sürekli sadece Kılıçdaroğlu'nu muhatap alması ve hadi aday ol demesi bu iki satranç tahtasındaki çelişkileri CHP lehine diğerlerinin aleyhine olacak şekilde "sürdürülebilir" kılıyor.
Bu haliyle sanki 6'lı masa deneyimi oradaki genel başkanların birçoğu için sadece 2028 seçimleri için bir deneme sürüşü.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz