Muhalefetin 6'lı masasının seçimlere giderken nasıl bir dizilim içinde olacağı şekillenmeye başladı. SP'nin "ittifak içinde ittifak" önerisinden ve CHP'nin 8 senaryo çalışmasından sonra DEVA Genel Başkanı Babacan, partisinin 2023 seçimlerine kendi logosuyla gireceğini açıkladı. Bu karar, en azından şimdilik, 6'lı masadan ve masanın belirleyeceği ortak cumhurbaşkanı adayından vazgeçme anlamına gelmiyor. Altı genel başkanın oturduğu yuvarlak masanın ağırlıklı olarak CHP, DEVA ve GP siyasi aklı ile yürüdüğünü düşündüğümden Babacan'ın bu kararı beni şaşırtmadı.
Yüzde 50 artı 1 iddiasındaki DEVA'nın CHP, İP ya da SP adı altında seçime girmesi, bu partinin ve Babacan'ın iddiasını bırakması anlamına gelecekti. Malum, yeni seçim yasasının "artık oy" etkisini ortadan kaldırması küçük partileri yeni arayışlara itmişti. Ya SP gibi bir partinin çatısı altında diğer küçük partilerle birlikte ortak liste oluşturup üçüncü ittifakı kuracaklardı ya da CHP ve İP'in tartışmalı liste kontenjanlarına mecbur kalacaklardı. DEVA yüzde 7 barajını aşmayı deneme kararı aldı ve muhtemelen yüzde 3'ü aşarak hazine yardımını da garanti etmek istiyor. DEVA'nın kararı SP ve GP'yi de konumunu açıklamaya zorluyor. Ya iddia gösterip logolarıyla seçime girerler ya da DEVA, CHP ve İP'in çatısı altında yarışırlar.
***
AK Parti'den ayrılan iki iddialı siyasetçinin birlikte tek parti kuramadığı hatırlanırsa GP'nin de bir süre sonra kendi adıyla seçime gireceğini açıklaması sürpriz olmaz.
Daha önce CHP logosuyla seçimlere giren SP, sonuçtan ne kadar memnun olduğu bir yana, bu defa aynı tercihte zorlanabilir. Bu eğilimin birkaç sebebi var.
1- Bence Babacan'ın siyasi planı aslında 2028'e yönelik. Davutoğlu için de aynısı söylenebilir. Bunun için kimliklerini ve iddialarını korumak zorundalar. 6'lı masa onları ortak cumhurbaşkanı adayı yapmadıkça başka bir parti adı altında seçime girmenin iddialarını öldüreceğini görüyorlar. DP Genel Başkanı Uysal'ın geçenlerde attığı tweet üzerinden kendilerine verilen mesaj bu ihtimalin sıfır olduğu yönünde. Siyasette kalıcı olabilmek için ne kadar oy aldıklarını görmek durumundalar. İP ve Akşener örneği ortada. Bu haliyle Babacan milletvekili olmayı değil, partisinin hatırı sayılır oy almasını arzuluyor. Kaldı ki bu tercih, muhalefetin kazanması durumunda 6 genel başkanın oluşturacağı kabine hesaplarında bu elini zayıflatmıyor.
2- DEVA ve GP, AK Parti tabanından oy alabilmeyi hedefliyor. Kılıçdaroğlu'nun kurduğu 6'lı masada oturmayı bu tabana anlatmanın zorluğu ortadayken bir de buna CHP ya da İP listesinden girmeyi eklemenin ağır eleştiriler çekeceğini biliyorlar. SP listesi ile girmek de aynı parti çatısı altında bir araya gelemeyen Davutoğlu ve Babacan için küçültücü olabilirdi.
3- 6'lı masada özgüveni iyice artan ve gündemde kendi cumhurbaşkanı adaylarını yarıştıran CHP için DEVA artık daha değerli bir parti.
Bir anlamda, Babacan bu riskli kararla yeni seçim yasasının düşürdüğü pazarlık payını yeniden artırmaya çalışıyor.
4- DEVA bu kararla 6'lı masada oturan, Millet İttifakı'nda yer alabilecek konumda olan ancak kendi özgün programını kamuoyu ile paylaşabilen bir yerde durduğunu göstermeye çalışıyor. Bu haliyle İP için de bir rakip. Hatta HDP tabanından oy çekmeyi de hesaplayabilir.
***
Peki bu hesaplarla 6'lı masada konumlanan DEVA, kuruluş iddiasına göre nerede?
Her şeyden önce Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı karşısında üçüncü bir yol oluşturamadı. Kılıçdaroğlu'nun kurduğu masada yer almakla kalmadı, parti söylemlerini CHP-İP tarafından belirlenen muhalefet (aynı "otoriterlik" suçlaması) söylemleri çerçevesiyle sınırladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında, CHP yanında konumlanan DEVA, AK Parti tabanına ulaşma imkânını büyük ölçüde kaybetti. Seçim dönemi yaklaştıkça DEVA, GP ve hatta SP önemli ölçüde geçmişleri, şimdi durdukları yer ve kimlikleri bağlamında daha sert eleştirilecekler.