O meşum darbe girişiminin üzerinden beş yıl geçti. Milletimizin bu ülkenin geleceğine sahip çıktığı o kutlu gecenin üzerinden de aynı süre geçti. Bu hafta tankları çıplak elleriyle durduran şanlı milletimizin destanını anlatan çok sayıda aktivite yapılacak. "15 Temmuz" gecesini ve ertesi sabahı konuşmak sosyalleşmemizin ve ortak hafızamızın ayrılmaz bir parçası olmalı. Türkiye'yi kaosa ve işgale sürüklemek isteyen bir darbe girişimini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla meydanlara inerek engellediğimizi hiç unutmayalım. Her yıl 15 Temmuz destanının demokrasi tarihimiz içindeki istisnai yerini gururla anmaktan geri duymayalım. Şehitlerimizin ve gazilerimizin bu güzel vatanın "Suriye" olmaması için yaptığı fedakârlığı rahmetle, minnetle ve teşekkürle yâd edelim.
Demokrasi nöbetlerinin teyakkuzu ile Yenikapı ruhunun toplumsal sözleşme anlayışını sentezleyelim. Bir gelenek gibi ama her daim coşkulu şekilde unutulmaz bir kahramanlık olarak kutlayalım.
Millet olmanın ve devletimiz ile demokrasimiz üzerine titremenin nişanesi olarak analım.
PEKİ, MÜCADELEDE NEREDEYİZ?
15 Temmuz darbe girişiminin milli iradeye ve onun temsilcisi Meclis'e ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı yapıldığının bugün hepimiz farkındayız. Dış güçlerin aparatı olan darbeci FETÖ'nün hedefi Türkiye'yi durdurmaktı. Türkiye'nin uluslararası konumunu yükseltme hamlesinin birçok başkenti rahatsız ettiğini biliyoruz. Bu mahfiller 2013'ten sonra ülkemizi içte ve dışta türbülansa sürüklemeye çalıştılar.
Türkiye bu hamleleri boşa çıkardığı gibi Suriye, Irak, Doğu Akdeniz ve Libya'da kritik adımlar attı. DEAŞ, PKK ve FETÖ ile etkin şekilde mücadele ettiği gibi pro-aktif dış politika inisiyatifleri ile yeni uluslararası rolünü pekiştirdi.
Beş yılın muhasebesi yapıldığında özellikle FETÖ ve darbecilerle mücadelede büyük başarı elde edildiğini ancak bunun henüz tamamlanmadığını tespit etmek durumundayız. Elebaşının hâlâ Pensilvanya'da rahatlıkla ikamet edebiliyor olması FETÖ'nün yabancı istihbarat servisleri için "kullanışlı aparat" halinin devam ettiğini göstermektedir. 15 Temmuz gecesi demokrasinin yanında duramayan Batı başkentlerinin hâlâ FETÖ unsurlarını barındırması mücadele yolunun uzun olduğuna işaret etmektedir.
FETÖ, 2023 seçimleri sonrasında "yeni paralel devlet" şansı yakalamayı ummaktadır. Erdoğan'ın Diyarbakır'daki konuşması Türkiye'nin "ağır imtihanlarla" sınanması ihtimalinin sıfırlanmadığını düşündürmekte. Ankara, yeni-etkin uluslararası konumunu henüz geri dönülemeyecek şekilde tahkim edemedi.
Bunun olması için Yenikapı ruhuna uygun bir siyasetin önümüzdeki yıllarda ülkemizi yönetmesi lazım. Darbelerin hesabının sorulduğuna ve geleceğimizde hiçbir versiyonu ile yer alamayacağına dair vatandaşlık bilincinin yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu uyarılarım beka korkusu üretmek olarak anlaşılmamalı.
Yaşadığı krizleri ortak ders alarak aşan demokrasiler beka sorunlarını çözebilir. Ne yazık ki, CHP'nin terörle mücadelenin hemen başında mücadeleyi "kontrollü ya da sivil darbe" olarak nitelemesi yeni toplumsal sözleşme olan Yenikapı ruhuna ihanet olmuştur. Bu ayıbın özrünü dilemek CHP siyasetçilerinin kurtulamayacakları bir borçtur.
SETA'NIN 15 TEMMUZ ÇALIŞMALARI
Demokrasi nöbetlerinin ikinci akşamından itibaren SETA olarak başlattığımız 15 Temmuz çalışmalarında geniş bir külliyat oluşturduk. Vatandaşlık sorumluluğu ile araştırma gayretini bir araya getirdik.
Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak 9 kitap, 6 rapor, 17 analiz, 13 perspektif, 8 dergi özel sayısı yayımladık. Yarın da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın açılış konuşmasıyla başlayacak dört oturumluk 15 Temmuz online sempozyumunu gerçekleştireceğiz, davetlisiniz.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz