Son hamle ABD Başkanı Biden'dan geldi.
Rusya'nın, 2020 seçimlerine müdahale girişimi ve siber saldırılar nedeniyle yeni yaptırım kararı aldı.
10 Rus diplomatı sınır dışı etti.
Kırım'ın ilhakı ile bağlantılı 8 kişi ve kuruluşu da kara listeye aldı.
Moskova, yaptırımlara karşılık vereceğini söylese de aslında ABD ve Rusya arasındaki Donbas gerilimi salı günü iki liderin telefon görüşmesiyle düşürülmüştü.
Rusya'nın Ukrayna sınırına on binlerce asker yığmasıyla yükselen gerilimin bu hafta başında nereye gideceği belirsizdi.
Putin'in 2014'te Kırım'ı aldığı gibi şimdi de Ukrayna'dan yeni bir dilim (Donbas bölgesi) koparmaya niyetli olduğu konuşuldu.
Kiev'in NATO'dan yardım istemesi ile ABD ve AB'nin Rusya ile büyük bir savaşa gidip gitmeyeceği tartışıldı.
Benim görüşüm, büyük bir savaşı kimsenin istemediği, Putin'in Biden'ı masaya çekme hamlesinde bulunduğuydu.
Yaptırımlar günü kurtarmak için
Nitekim Biden, Putin'in hamlesine cevap vermek zorunda kaldı.
Putin'i telefonla arayarak önümüzdeki aylarda üçüncü bir ülkede zirve düzenleme teklifinde bulundu.
Ancak son yaptırımlarla da "Elim hâlâ güçlü" mesajı verdi, gerilimde geri adım atan pozisyonda kalmak istemedi.
Gerilimi çok bildik bir sahaya, yaptırımlara taşıdı.
Zaten daha geçen ay Washington, muhalif lider Navalni'nin zehirlenmesi ve tutuklanması ile ilgili bazı Rus bürokratlara ve kurumlara yaptırım getirmişti.
Kaldı ki yaptırımlar, Obama döneminden beri ABD'nin Rusya'ya karşı kullandığı klasik yöntem.
Ancak yaptırımlar Putin'i vazgeçirmeye yetmiyor.
Bu sebeple ateşi düşse de Donbas gerilimi henüz bitmiş değil.
İnisiyatif hâlâ Putin'de
Eylülde Duma seçimleri için popülaritesini artırmak isteyen Putin, ABD, NATO ve AB'nin sınırlarını test etmeye devam edecektir.
Son iki yılda Donetsk ve Luhansk bölgesinde yaşayan yüz binlerce ayrılıkçı Rus'a vatandaşlık veren Moskova kolay pes etmeyecek.
İster askeri yolla ister diplomasi ile bu iki bölgeye özerklik verilmesi için bastıracak.
Kiev'in askeri seçeneğe yönelmesi durumunda Donetsk ve Luhansk'taki Rus vatandaşlarını koruma misyonu ile bu iki bölgeyi önce bağımsızlığa sonra ilhaka taşıyacak.
Avrasyacı Rusların Ukrayna'dan Karadeniz'e sınırı kalmayacak ölçüde toprak alma görüşleri biliniyor.
Putin, ABD ve AB'nin Ukrayna'yı korumak için Rusya ile büyük bir savaşı göze alamayacağını hesap ediyor.
2 Amerikan savaş gemisinin Karadeniz'e gitmekten vazgeçmesi ve Biden'ın zirve teklifi bir süre diplomasinin öne geçtiğini gösteriyor.
Afganistan'dan Eylül 2021'e kadar çekileceğini açıklayan ABD ve NATO, Ukrayna macerasına girmek istemiyor.
Hatta Biden'ın Rusya özel temsilcisi olacak ismin Rusya'ya karşı sertlik yanlısı olmaması da not edilmeli.
Ukrayna'nın NATO üyeliğinin kabul edilmesi, edilse de gereğinin yapılarak toprak bütünlüğünün korunması mümkün görünmüyor.
Donbas bölgesinin Ukrayna'dan koparılması, Avrupa'nın güvenliğine vurulacak yeni bir darbe olur.
Bugünkü şartlarda ABD ve Avrupa'nın Rusya'ya gösterebildiği sopa, yaptırımlarla sınırlı.
Moskova ise bu sopaya hayli alışkın.
Batı başkentleri kapsamlı yaptırımlarda anlaşmadıkça, ki bu en çok Rus enerjisine bağlı Avrupa'yı etkiler, Moskova'yı geri adım atmaya zorlayamazlar.
Washington bu gerilimden istifade Kuzey Akım 2 meselesinde Berlin'in elini bükebilir.
Özetle, Donbas geriliminde inisiyatif hâlâ Putin'in cebinde.
Kendisine "katil" diyen ve telefonlarına çıkmayan Biden'a ikili zirve teklifi yaptırdı.
Jeopolitik ve iç siyasi hesaplarına göre Donbas, geriliminin dozunu ayarlayacak.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz