Dehşet, korku, endişe ve utanç... Beş kişinin hayatını kaybettiği çarşamba günkü Kongre baskınından sonra Amerikalıların ağzından dökülen cümlelerin özeti işte bu dört kelimede toplanıyor. Dışişleri Bakanı Pompeo, "Muz Cumhuriyeti değiliz, çeteler iktidarı belirlemiyor" dese de Amerikan demokrasisinin krizi tüm dünya başkentleri tarafından seyredildi. "En iyi demokrasi biziz" iddiası tarihe gömüldü. Şiddetin engellenemediği "zayıf demokrasi" görüntüsü öne çıktı. İçeride "Biz bu değiliz" utancı ile "beyaz öfkenin" nasıl dindirileceğini bilememenin verdiği endişe birbirine karışmış durumda. Öne çıkan algı, ABD demokrasisi tehdit altında, acil bir şeyler yapılmalı. Dışarıda ise demokrasi söylemini öne çıkaracak bir süper gücün kendi evinin içini toparlamaktan aciz olduğu algısı yaygınlaşıyor. Amerikan toplumunu yakından takip eden herkes biliyor ki mesele Trump'ın beş yıllık sağ popülist siyasetinin sorunları ile sınırlı değil. Batı demokrasilerinin birçoğunda aşırı sağın argümanları merkez siyaseti esir alacak bir trend içerisinde. Geliri düşük beyazlar sisteme entegre edilemezse sağ popülizm ABD'de yeni Trumplarla, Avrupa'da da benzerleri ile karşı konulamaz bir fırtınaya dönüşebilir. Bu sebeple Biden'ın önümüzdeki iki yılda nasıl bir siyaset izleyeceği en az Trump'ın popülizmi kadar Batı demokrasilerinin geleceğini etkileyecek.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Trump bitti de Trumpizm nasıl yok edilir?
Amerikan kamuoyu daha önce yaşamadığı bir şeyi tartışıyor. Görev süresi 11 gün sonra bitecek olan Trump'ın nasıl görevden alınabileceği. Trump'ın "başarısız ayaklanmasının" 5 yıllık siyasi hayatını bitirdiği yönünde ortak bir algı var ise de bu tür girişimlerin tekrarlanmaması için bir cezalandırma örneği isteniyor. İki yol var. İlki, Anayasa'nın ek 25. Maddesi'ne göre Başkan Yardımcısı Pence liderliğinde kabinenin çoğunluğunun Trump'ı görevden alması. İkincisi Kongre'de azil süreci yürütülmesi. Her iki seçenek de çok zorlu. İlki, Cumhuriyetçi isimlerin siyasi geleceğini bitirir. Trump olgusunu bu kadar doğrudan hedef almak işlerine gelmez. İkincisi için ise süre yeterli değil. Trump'ın bu baskından dolayı yargılamamak için kendisi için af çıkarması ihtimali de mevcut. Pabucun pahalı olduğunu gören Trump, Kongre'yi işgal eden göstericilerin "şiddet, hukuksuzluk ve kargaşasına öfkelendiğini" ve bedel ödeyeceklerini açıkladı. Yumuşak, düzgün ve sorumsuz geçiş sürecini sağlamaktan bahsetti. Bunları söylemek için çok geç bile değil. Trump, baskındaki sorumluluktan yargılanmasını engelleyemez.
Asıl mesele
Biden yönetimi, demokrasiye topyekûn saldırıda olduğunu iddia ettiği Trump'ın siyasi kariyerini ibretlik ölçüde bitirmek zorunda. Ancak bu göründüğünden daha zor bir iş. Evet, Trump cezalandırılabilir. Peki, Trump'ı taşıyan beyaz Amerikalıların kendi ülkelerinin kötüye gittiği yönündeki algısı nasıl değiştirilecek? Seçimin çalınmadığı, milyonlarca ateşli Trump taraftarına hangi yollarla anlatılacak? Trump'a verilecek cezanın mağduriyet algısı üretmesi ne şekilde önlenecek? Dahası, Trump'a benzer bir figürün daha radikal bir şekilde gelmesi nasıl engellenecek? Farkındayım, Pompeo gibiler, Washington'dan dünyaya yansıyan fotoğraflardan dolayı büyük bir utanç duygusu yaşıyorlar. Ülkelerinin "Muz Cumhuriyeti" gibi sunulması kibirlerini eziyor. Capitol Hill'in Arap isyanlarındaki meydanlar ya da Venezuela sokakları gibi resmedilmesine katlanamıyorlar. Putin ya da Şi Cinping'in bu baskını keyifle izlediğini düşünerek, çıldırıyorlar. Ancak yukardaki soruların cevabı, ABD'nin küresel imajına verilen zararın nasıl telafi edileceğinden daha kritik önemde.