Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

İstanbul kaygılarını paylaşmak

Diyaloga her zaman inanmışımdır. Çok farklı görüşler taşısalar da, insanların bir araya gelerek tartışmalarında en azından kimi noktalarda buluşabileceklerine, diyalog kurabileceklerine ve böylece aklın emrettiğini yapabileceklerine inancımı hiç yitirmemişimdir.
Bakınız, kader beni Mehmet Şevket Eygi'yle nasıl birleştirdi. Gerçi hiç bir araya gelmedik. Ama ben İslami kesimin bu ilginç, özgün ve ilkeli düşünürünü daha önce de anmıştım. Yeni yapılan camileri eleştirmesi ve kabaca "İslam'ın çağdaş bir estetik kuramaması" diye özetlenebilecek görüşlerini anarak... Mimar gözüyle ben de aynen böyle düşünürüm.
Gerçi sayın Eygi'yle çok zıt düştüğümüz noktalar da var. Özellikle ahlak, kadına bakış, kürtaj gibi konularda. Ama İstanbul konusunda öylesine birleşiyoruz ki... Hep çelişkileri öne çıkarmaktansa, birleşilen noktaları önemsemek daha doğru değil mi? Bakınız, internetten bana ulaşan İstanbul Elden Gitti yazısında neler diyor. Özetleyerek veriyorum: "İstanbul'un ideal nüfusu en fazla 4-5 milyondur. Oysa nüfus şu anda 20 milyonu aşmıştır. Böyle giderse on yıl içinde 40 milyon olacaktır. Türkiye'yi ve İstanbul'u bir felaketten kurtarmak istiyorsak, İstanbul nüfusu derhal dondurulmalıdır. 72 milyonluk Türkiye'nin bir şehrinde 20 milyon, daha sonra 40 milyon nüfus toplanması siyasî, sosyal, kültürel, biyolojik depremlere, patlamalara ve yıkımlara yol açar.
İstanbul'un nüfusunu 5 milyona indirmek için çok ciddi planlar ve programlar yapılmalı, nüfus ülke sathına dengeli ve adaletli bir şekilde dağıtılmalıdır. İstanbul ve civarındaki arazi ve yapılaşma çılgın rantlarına son verilmelidir. İstanbul hâlâ çılgınca büyüyor, büyütülüyor. Depremden kurtulacak vatandaşların çadır kuracağı yeterli alan yok. Son 10 sene içinde meydanlara, boş mekânlara, yeşil sahalara binalar dikildi. Şehrin civarı çepeçevre yüksek bina inşaatı ile dolu. Bunlara insanlar yerleşince, trafik başta olmak üzere her türlü sıkışıklık daha da artacak, hayat çekilmez hale gelecektir.
Boğaz'a üçüncü köprüyü yapmak çare ve çözüm değildir. Üç değil, on üç köprü yapılsa problemler halledilmez. 80 küsur milyonluk Almanya'nın Berlin'i 5 milyon, 60 milyonluk İtalya'nın Roma'sı 4 milyon... Çin'deki Şanghay'ın büyüklüğü bize ölçü ve örnek olmaz. Çünkü Çin'in nüfusu bir buçuk milyardır...
Beş milyondan fazla nüfusu kaldıramayacak bir şehre bunun dört misli nüfus koyarsanız, orasını biyolojik ve sosyal bir saatli bomba haline getirirsiniz.
Vatandaşların yeterli miktarda parklara, yeşil alanlara, korulara, küçük suni göllere ihtiyacı vardır. İstanbul'un sağlıklı nefes almaya, temiz havaya ihtiyacı vardır. Türkiye gibi yüzölçümü geniş bir ülkede göklere yükselen toplu meskenler, rezidanslar yapmak çok yanlıştır.
Devleşen şehrin asayişini, huzurunu, güvenini korumak çok zordur, hatta bir sınırdan sonra imkânsızdır. İstanbul'un bugünkünden daha büyük olması millî bir felaket olur".
İşte böyle. İslami kesimin önde gelen bir yazarından gelen bu düşünceler de siyasetçileri etkilemezse, ne etkiler acaba?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA