YAVUZ DONAT

Hukukçunun ölümü

Ahmet İyimaya... Hukukçu... Yıllarca milletvekilliği yaptı... Doğru Yol Partisi... AK Parti.
Ve... Yılların birikimiyle kitap yazdı:
"Siyaset Kurumunun Ortak Günahı... Yasama Reformu."
Dostumdu... Kitabı, adıma imzalayıp getirmişti. Sohbet... Kitaptan bir cümlenin altını çizmiştim... Ve yazmıştım... SABAH...10 Kasım 2015.

"Darbe Anayasa'sını yürürlükten kaldıramamış, topluma bir bütünlük içinde demokratik Anayasa sunamamış bir Meclis görüntüsü hiçbir zaman savunulamaz."
Ahmet İyimaya'yı geçen hafta bir başka âleme uğurladık.
Allah, rahmet eylesin.

***


Demokrasi ve devlet

Başka bir kitap... "Siyaset Hukuku Sorunları." 552 sayfa... Yine adıma imzalayıp getirmişti.

Ölümünden sonra kitaba göz gezdirdim. Yıllar önce, bir cümlesinin altını kırmızı kalemle çizmişim:
"Hukukun hakemliğinden beslenmeyen demokrasi ve devlet, hiçbir zaman gerçek işlevine kavuşamaz."

***


Eski dostlar

Cemil Çiçek, geçen ay, Ahmet İyimaya'yı arayıp sormuştu:
- Ahmet Bey... Nasıl oldunuz? Doktorlar ne diyor? Benim yapabileceğim bir şey var mı?
- İlginize teşekkür ederim Cemil Abi... İyi değilim... Doktorlar gerekeni yapıyorlar.
Aradan bir ay geçti... Akşam saatleri... Cemil Bey haberi verdi:
- Kaybettik... Ahmet İyimaya, sizlere ömür.
Bir bir gidiyor eski dostlar... "Sevgiliye" kavuşuyorlar... Allah'a.

***


İki temel değer

Ahmet İyimaya'nın kitabından (Siyaset Hukuku Sorunları) bir alıntı:
"Hukuka saygılı olmak ve hukuktan çekinmek... Kimi zaman birbirini besleyen, genel olarak birbirine zıt bu iki temel değer, hukuk uygarlığının ölçüsüdür."

***


Hukuk bozucuları

Böyle bir kavramı hiç duymuş muydunuz? Ahmet İyimaya, Siyaset Hukuku Sorunları kitabında onlardan söz ediyor... Paylaşmalıyız:
Hukuk bozucuları, hukuk refleksinin en yoğun işlemesi gereken hassas alanlarda, genellikle bilinçli ve hesaplanmış yöntemlerle hukuku devre dışı bırakırlar.
Yargı, siyasi partiler, askeri kesim dâhil bürokrasi, yasama organı ve benzeri doruk egemenlik zeminleri, hukuk refleksinin tepe noktaya ulaştığı alanlardır.

***


Pusula

Buluşurduk... Meclis'te... Gazetede... Sohbet... Çay, kahve. Adalet Komisyonu Başkanı iken... Meclis'te yemek yemiştik... Konuşmamızı yazmıştım... 2 Mayıs 2014... Birkaç satır başı:
Türkiye'de hukuk değil, hukukçu açığı var.
Çok değerli savcı ve avukatlar var... Bu bir gerçek... Ama hukukçu açığı da bir diğer gerçek.
Yorum biliminin gerçeğini keşfedemeyen, geçmişin tecrübelerinden ve mukayeseli akıldan yararlanmayı düşünmeyen hukukçu maalesef çok.
Cübbeyi giyince her şeyi bildiğini sanıyor.
Meslek içi eğitim önemli... Ama bizde meslek içi eğitim o kadar yetersiz ki.
Hele bir de işin içine mensubiyet faktörü girerse... Hukukçu şu camiaya, bu gruba mensup olursa... Pusula iyice şaşıyor.

***


Bürokratik iktidar

Ahmet İyimaya'nın kitabı (Siyaset Hukuku Sorunları) hukuk fakültelerinde "yardımcı ders kitabı" olarak okutulmalı.
Kitapta... Siyasi iktidarın yanı sıra... "Bir başka iktidardan" daha söz ediliyor: "Bürokrasi iktidarı."
Katı ideolojilerden ve toplumsal duyarlılıktan slogan üretenler... Toplum mühendisliğine özenenler... Darbe veya ara rejim yoluyla siyasete müdahale edenler... Ve daha neler neler... Kimler kimler.
İyimaya... "Bürokrasi iktidarı" diyor... Doğru söylüyor... Türk siyasetinin kara deliği olan "darbe, muhtıra, siyasete müdahale" iktidarları.

***


Yeşil aşkı

Amasya'nın, ilkokulu bulunmayan Yuva Köyü'nde doğdu. Çalışkandı... Ankara Hukuk Fakültesi'nden birincilikle mezun oldu... 1973.
Çevreciydi... Yeşili severdi... Ailesi adına hatıra ormanı kurdu.
Orman köylüsünün ekonomik sorunlarının çözümüne katkı için Meclis Başkanlığı'na sunulan kanun teklifi görüşmeleri sırasında... Doğruyol Partisi milletvekili iken Meclis'te yaptığı konuşmadan:
- Orman davası, milli bir davamızdır... Mukaddes toprağı, vatandaşın davasıdır.

***


'İnsan uyanırsa'

Kemal Kurdaş... Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin efsanevi rektörü.
Bozkırın ortasında, Ankara'nın en büyük yeşil bölgesi olan ODTÜ Ormanı doğduysa, Prof. Kurdaş'ın emeği büyük.
Orgeneral Cemal Tural... Eski Genelkurmay Başkanı... Ordu Komutanı iken, Genelkurmay Başkanı iken... Askere ağaç diktiren bir isim.

Sözü Ahmet İyimaya'ya getireceğiz. Askerlere... Cezaevindeki mahkûmlara... Ağaç dikme görevi verilmesini isterdi.
Sadece onların değil... Düğün yapanların, çocuğu olanların da ağaç dikmesini önermişti.
Türkiye'nin ilk hatıra ormanı kurucusu olarak, Dünya Ormancılık Günü törenine davet edilmişti... Konuşmuştu. Ve oradaki konuşmasının bir bölümünü TBMM kürsüsünde dile getirmişti:
Uyuyan, tabiat değildir... Uyuyan, toprak değildir... Uyuyan, kendisini uyanık zanneden insandır.
Onun için "toprak uyanırsa" değil, "insan uyanırsa" demek gerekir.

***


'Soma için' gözyaşı

Meclis'te... 11 yıl önce yaşanan bir olaydan söz edeceğiz.
Adalet Komisyonu toplantısı... Başkan Ahmet İyimaya. Konu... Basın Kanunu ve diğer bazı kanunlarda yapılacak değişiklik.
Ve son dakika... Soma'dan gelen acı haber. Ahmet İyimaya, komisyon toplantısını iptal ederken gözyaşlarını tutamamıştı.

***


Nokta

Siyaset Hukuku Sorunları... Giriş yazısı... Ve ilk cümle:
"Sana göre -inanç alanı dışında- öncelikli üç temel değer nedir?" denilse, hiç tereddüt etmeden, "Hukuk, insan hakları ve demokrasi" derdim.
Güle güle sevgili İyimaya... Rahmetle.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA