Güney Amerika'dayız... Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş ile Brezilya'dayız.
Türkiye, kışa girdi, giriyor.
Burada ise ilkbahar yaşanıyor.
Yarın... P-20... Parlamento Başkanları Zirvesi başlıyor.
İlk oturum: "Parlamentoların açlık, yoksulluk ve eşitsizlik ile mücadeleye katkısı."
Numan Kurtulmuş ve diğer parlamento başkanlarını dinleyeceğiz.
Ama asıl dinlemesi gerekenler, İsrail'in zulmü karşısında açlık ve yoksulluk içinde yaşama mücadelesi veren Filistinlilerin feryatlarına kulak tıkayan ikiyüzlü ülkeler... Liderler.
***
Görünmez kaza
Demirel ile Güney Amerika seyahatinin son günü... Türk Büyükelçiliği'nde öğle yemeği. Yemekten sonra havaalanına gideceğiz... Türkiye'ye döneceğiz.
Bu sırada... Demirel'in kulağına "bir şeyler" fısıldandı... Merak ettim.
Demirel, kulağıma eğildi:
- Uçağımızın bagaj kapağına yer hizmetleri aracı çarpmış... Bugün uçamayacağız.
Haber gizli tutuldu... Panik olmasın diye. Sevgili Pınar Türenç... Yılların dostu... Show TV'deydi... Bir kenara çektim:
- Türkiye'de saat kaç? Ana haber bülteni ne zaman?
- Saat 19.00... Ana haber bülteni başlamak üzere.
- Öyleyse hemen canlı yayına bağlan... Demirel'in uçağına kamyon çarptı... Dönemiyoruz.
Türkiye... Olayı, Pınar'dan öğrenmişti.
Ve Türkiye'den, Demirel'in heyetindekilere telefon yağmuru başlamıştı.
Heyettekilerin de olaydan böyle haberi olmuştu.
***
Başa gelen çekilir
Uçağa kamyon çarpınca... Çaresiz otele döndük... Fakat... Otelden çıkış yapmıştık... Heyetimiz 180 kişi... Otelde boş oda yok gibiydi. Demirel... Elbette, kral dairesine yerleştirildi. Birkaç kişiye oda verilebildi... Bana... Erdoğan Demirören'e... Orhan Keçeli'ye... İki üç kişiye daha. Olay akşamı... Demirel'in odası... Yemekteyiz. Cumhurbaşkanı sordu:
- Arkadaşlar ne yaptılar?
- Başka otellere gittiler... Yer sorunu varmış... Bir odaya iki kişi yerleştiler.
İsim yazmıyoruz... Türkiye'nin önde gelen işadamları... Bir odada iki kişi... Çoğu rahmetli.
***
Nereden nereye?
Salıyı çarşambaya bağlayan gece uçağımız İstanbul'dan havalanırken... Aklımızdan neler geçti neler.
29 yıl önceydi... 1995.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile bu coğrafyaya gelmiştik... Arjantin, Şili, Brezilya.
Türkiye'nin, Devlet Başkanı düzeyinde Güney Amerika'ya ilk açılımı.
Film gibiydi.
Eleştiriler... "THY uçağı Güney Amerika'ya gitti, Türkiye'de uçak seferleri aksadı" diyenler.
Sonra... Maceralı, türbülanslı dönüş yolculuğu. Numan Kurtulmuş ile Brezilya'ya uçarken... İşte aklımızdan geçenler. Ve uçakta... O günleri... Yaşananları yazmaya başladık.
***
Yarı yolda bırakmadı
Aynı akşam... Demirel'in odasında yemek yiyorduk... Telefon çaldı... Demirel açtı... Arayan ziyaret ettiğimiz ülkenin cumhurbaşkanı... Konuştular.
- Geçmiş olsun... Uçağımı size tahsis edeyim... Siz ve eşiniz, benim uçağımla Türkiye'ye gidiniz... Heyetiniz daha sonra döner.
- Teşekkür ederim... Türkiye'den gelecek yeni uçağı bekleyeceğim... Benimle birlikte yola çıkan, buralar gelen insanları yarı yolda bırakamam... Herkesle birlikte döneceğim.
***
'Önemli' iki şey
Türbülans sonrası sohbet... Demirel dedi ki:
Benden sana tavsiye... Böyle durumlarda iki şey çok önemli.
Bir... Başını koruyacaksın... Başını bir yere çarpmayacaksın... Hemen başımı ellerimin arasına aldım.
İki... Belini koruyacaksın... Hemen yere uzandım.
***
Türkiye'nin 'dışa açılma' sorunu
Evet... Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Latin Amerika'daydık.
Türkiye'de... Eleştiriler olmuştu: Demirel'e, "Ne işin var orada?" diye soruluyordu. O tarihte Milliyet'te idim. Demirel'e eleştiriler konusunu açtım... Şöyle demişti:
- Buraları çok ihmal etmişiz... İhmal ettiğimiz bir yer daha var... Afrika.
Türkiye... İhmal ettiği Afrika'ya yıllar sonra açılabilmişti. Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı'nda.
***
Dün... Ve bugün
Yıl 2004... Başbakan Erdoğan, 2005 yılının ajandasını hazırlıyor... Nerelere gidecek?
Kafasında... Güney Amerika var... Ve Asya... Afrika. Dışişleri Bakanlığı'na soruyor:
- Bugüne kadar, Afrika'ya kimler gitti?
Dışişleri'nden gelen bilgi:
Bugüne kadar, Büyük Sahra'nın güneyindeki ülkelere resmi ziyarette bulunan başbakan yok.
Sadece, Başbakan Necmettin Erbakan, 1997'de D-8 toplantısı çerçevesinde gitti.
Düne takılıp kalmayalım... Fakat dünü de unutmayalım.
Dün... "Ne işimiz var oralarda?" deniliyordu.
Bugün... Oralara... Uçaklarımız uçuyor... Yatırımcılarımız/müteahhitlerimiz iş yapıyor... "Dünyanın her yerine" ihracatımız var.
***
Türbülans
Türkiye'den... Beklenen uçak geldi... Airbus... A310... Dalaman.
14 Nisan 1995... Uçağımız havalandı.
Biraz sonra Demirel, uçağın içinde, "Seyahatime katıldığınız için teşekkür ederim... Hayırlı yolculuklar" turuna çıktı.
Bu sırada... Müthiş bir türbülans. Önce uçak yukarı fırladı... 300 metre... Sonra aşağı düştü... Sağa, sola yattı.
Demirel... Yere yuvarlanmıştı. Ağlayanlar... Çığlık atanlar... Kelime-i şehadet getirenler... Ana/baba günü... 2-3 dakika sürdü.
***
Demirel'in peşinde
Ortalık sakinleşince...
Demirel, ayağa kaldırıldı.
İlk sözü "Nazmiye" oldu:
"Nazmiye'ye bakın... İyi mi?" Sonra... Ön tarafa, Nazmiye Hanım'ın yanına gitti. Az sonra... Şükrü Çukurlu yanıma geldi... Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü:
- Sayın Cumhurbaşkanımız sizi rica ediyorlar.
Gittim... Demirel, "Nasılsın?" dedi... "Bir şeyin yok ya." Ben Nazmiye Hanım'a döndüm:
- Hanımefendi, siz nasılsınız?
- Yavuz Paşa... (Bana hep böyle hitap ederdi) düştük Demirel'in peşine... Görüyorsun başıma gelenleri.
***
Karnaval... Samba... Futbol
Brezilya... Dünyada Portekizce'nin konuşulduğu en büyük coğrafya.
Ve bu coğrafyada gündem çok farklı.
Biz neleri konuşuyoruz, tartışıyoruz... Saymakla bitmez.
Burada konuşulanlar ise... Rio Karnavalı... Samba... Futbol.
Yarın... Latin Amerika'dan notlar.