Seçim takvimi işlemeye başladıktan sonra olup biteni milletçe izliyoruz.
Partisinden istifa edenler... Başka partiye geçenler... Aday yapılmadığı için küsenler... Basın açıklamaları... Parti binası önünde gösteriler... Bağımsız adaylar... Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar.
Siyasetteki bu kıvırmaların... Oyunların yanında...
İnci Taneleri dizisinde Dilber'in sergilediği danslar... Oyun havaları solda sıfır kalır.
***
Acil ihtiyaç
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, değişik zamanlarda, o kadar çok şeffaflık ve siyasi etik kanun teklifi verildi ki...
Verildi de ne oldu?
Lafta kaldı... Meclis'in tozlu raflarında.
Yüce Meclis, seçimden sonra dileriz bu konuyu ele alır.
Şeffaflık... Siyasi etik, Türk siyasetinin önemli ihtiyacı.
***
Komedi
Balıkesir-İvrindi... CHP ilçe başkanı, 20 Şubat günü, belediye başkanlığı ve belediye meclis üyesi aday listesini İlçe Seçim Kurulu'na vermedi.
CHP, İvrindi'de seçime katılma hakkını kaybetti.
Ve... İlçe başkanı aynı gün partisinden istifa etti.
İyi Parti listesinden... İkinci sırada... Belediye meclis üyeliğine aday oldu.
Buna benzer o kadar çok olay var ki... Saymakla bitmez.
***
Sandık küskünleri
Yurdu geziyoruz... İnsanları dinliyoruz... Ve görüyoruz ki...
Pek çok CHP'li sandığa gitmeyecek.
Niçin mi?
Partisinin seçimde başarılı olmaması için... Parti yönetimiyle hesaplaşmak için... İntikam için.
Aynı durum, İyi Parti'de de mevcut... İstifa eden, başka parti trenine binen çok.
Böyle siyaset, böyle particilik olur mu?
Burası Türkiye... Bal gibi oluyor.
***
Vatan kurtaran Şaban
Erzurum... Kars... Balıkesir... Manisa'da... Çok kişi bize sordu:
"Türkiye'de kaç siyasi parti var?"
Yanıt... "Tam 135."
Hani... Çocuklar, evcilik oynarlar ya... O misal... Koca koca insanlar da... Particilik oynuyorlar.
Kimi... Koltuk sevdasında.
Kimi de... Dışında kaldığı partiyle hesaplaşma davasında.
Oyları yok... Peşlerinden giden de yok.
Ama hepsinde bir afta tafra... Hepsi de, vatan kurtaracak aslan pozlarında.
***
'Hep aynı be ya'
Kemal Kılıçdaroğlu döneminden önce... Böyleydi.
Kılıçdaroğlu dönemi... Bir şey değişmedi.
Özgür Özel dönemi... Durum aynı.
Ana muhalefet partisi CHP'de... İktidara gelme mücadelesi, parti içi iktidar olma mücadelesinin fersah fersah gerisinde.
Seneler önce Ali Coşkun'la Trakya'ya gitmiştik... Ali Abi, kalabalığa sormuştu:
- Nasılsınız?
- İyiyiz be ya.
- İşleriniz nasıl?
- Hep aynı be ya.
CHP'deki durum da böyle... "Hep aynı be ya..."
***
İddia ve inanç
Siyaset... İddiası ve inancı olan insanın işidir... Evrensel kural.
Bizde de... İddiası ve inancı olan siyasetçi çok... İktidarda... Ya da muhalefette... İz bırakıyorlar.
Bir de... İddiası olan... Ama inançtan nasibini almayanlar var.
Kimler mi? Tabela partisi kuranlar... Siyasette izlerini göremezsiniz... Çoğunun adını bile bilmezsiniz.
***
Enflasyonun önlenemez yükselişi
Tarih 31 Temmuz 2002...
Meclis, seçim kararı aldı... Türkiye'deki siyasi parti sayısı... 47.
Seçim 3 Kasım 2002'de yapıldığı zaman... Parti sayısı 50'ye yükselmişti.
Sonra ne oldu?
Bu partilerden 23'ü... Seçime katılma hakkını elde etti.
Seçime katılanların sayısı ise... 18 oldu.
Sandıktan çıkanlara gelince...
Biliyorsunuz:
Sadece iki parti... Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi.
Daha sonraki yıllar... Enflasyonun önlenemez tırmanışı... Siyasi parti enflasyonu.
***
Zaman tünelinden
Nazif Kurucu... Avukat... Konya Milletvekili idi... 1960'lı yıllar.
Akşehir'de... Halkçı Gazetesi'nin sahibiydi.
Saygın bir siyasetçiydi... Şimdi 93 yaşında... Sağlıklı ömür dileriz.
Siyasetten elini eteğini çekince... Bir kitap yazdı... Eğlenceli... Dostlarına dağıttı... Bizi de unutmadı.
Seçim gecesi... Milletvekili seçilemeyen üç arkadaş çilingir sofrasını kurarlar.
Birinci kadeh... Ve sohbet başlar:
- Sen, iyi ki eczaneyi kapatmadın... Şimdi oraya dönersin... Ya biz? İşyerini kapattık... Şimdi ne yapacağız? Eve nasıl bakacağız?
İkinci kadeh... Sohbet derinleşir:
- Hanım, milletvekili karısı olmaya alışmıştı... Çocuklar, maçta şeref tribününde oturuyorlardı... Yarın onlara ne diyeceğiz?
Üçüncü kadeh... Sohbetin en can alıcı kısmı:
- Aaah ah! Biz, Meclis dışında kalmışız, önemi yok... Fakat... Bizim bilgimiz, birikimimiz, tecrübemiz olmadan bu memleket nasıl yönetilecek? Ona yanarız.
Sevgili Nazif Kurucu dostumuzun kulakları çınlasın.
Günümüzde... Ayık kafayla... Kendisi olmadan ülkenin idare edilemeyeceğini sanan o kadar çok ki.
Ne diyelim... Allah, şifa versin.
***
Siyasette Brütüs... Çok
Siyaset... İhanet... Yıllarca gölgesine basmakta çekindiği liderine daha sonra rakip olup yollara düşmek... Dün öve öve bitiremediğine, bugün yakışıksız laflar etmek...
Türk demokrasisinin çocukluk hastalığı olsa gerek.
Eskiden de vardı.
Zamanla... Giderek arttı.
Yarın... Yine olacak... Siyasetimizin kara deliği.
Kamran İnan... Siyaseti bıraktıktan sonra anılarını yazdı... Siyaset Yılları.
Kamran Bey... Bir gün Turgut Özal'a sorar:
- Koca Roma İmparatoru Sezar'ın bir Brütüs'ü vardı... Sizin ise bir düzine Brütüs'ünüz var... Bu kadar Brütüs'ü nereden buldunuz?
- Kamran Bey... Kimler bunlar?
- Saymakla bitmez.
***
Bir başka yazıya
Siyasette ihanet... Derin konu... Bir gün yazarız... Uzun uzun... İsim isim.
Sandık ortaya konulunca... Böyle olaylar kaçınılmaz... Siyasetimizin DNA'sında var.
Kısa bir hatırlatma:
Turgut Özal'ın kurucu lideri olduğu Anavatan Partisi, 1987 seçimlerinde 292 milletvekili çıkarmıştı.
Ve... 31 Ağustos 1989... Cumhurbaşkanlığı oylaması... Özal'ın aldığı oy... 263.
Rahmetlinin... Elinden tutup milletvekili, bakan yaptığı kişiler... Özal'a bayrak açmıştı.