Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Kılıçlar çekildi bu bir düello

Tarih... 29 Mart 2009... Yerel seçimler... Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı.
Kılıçdaroğlu'nun seçim kampanyası şarkısı:
"Kılıçlar çekildi bu bir düello,
Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak,
Karanlığın sonunda güneş olacak, Geliyor Kılıçdar Kılıçdaroğlu." Zorlu bir seçim mücadelesi... Sonuç:
Kadir Topbaş, yüzde 44.7.
Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde 37.
Özetle... "Gelemedi Kılıçdar Kılıçdaroğlu."

***


Yağlı güreş

Süleyman Demirel, seçimi güreşe benzetirdi.
"Ya rakibin göbeği güneş görecek ve sen galip geleceksin" derdi... Tuş.
"Ya da... Senin göbeğin güneş görecek... Yenileceksin." Yine tuş.
İstanbul'da... Başaltında tuş olan Kılıçdaroğlu... Cumhurbaşkanlığı... Başpehlivanlık için sıkı hazırlandı... Destekleyeni çoktu... İçeriden, dışarıdan.
Slogan; "Geliyor gelmekte olan."
Şarkı; "Sana söz yine baharlar gelecek."
Davullar çalındı... Peşrev atıldı...
Ve... 28 Mayıs 2023... Er meydanı... Güreş başladı.
Sonuç: Recep Tayyip Erdoğan, yine şampiyon.
Kılıçdaoğlu'nun göbeği güneş gördü... Tuş oldu...
Bir kez daha... "Gelemedi Kılıçdaroğlu."

***


Can ile canan hadisesi

Seçimin üzerinden üç hafta geçti... Ve yine kılıçlar çekildi.
Ama bu defaki seçim kavgası değil... Başka bir kavga.
Server Yesâri (Yesarizade) Bey'in bestesindeki gibi:
"Bir hadise var can ile canan arasında."
Evet;
Bir hadise var Kılıçdaroğlu ile arkadaşları arasında... Başta Ekrem İmamoğlu.
Ve... Bir hadise daha var... Kılıçdaroğlu ile gazeteciler arasında... Çoğu seçimden önce Kılıçdaroğlu için kılıç sallamışlardı.
Hadise öyle zorlu ki... Karşılıklı öyle sözler ediliyor ki... Kavgada bile söylenmez.

***


"Değişmez Genel Başkanlık"

Demokrasilerde çare tükenmez.
Bir hadise varsa, elbette çaresi de var... Yeter ki çareyi ara... Bul... Ve partinin tüzüğüne koy.
Ekrem İmamoğlu'ndan da kurtulursun... Özgür Özel'den de... Aklından genel başkanlık geçen herkesten.



10 Kasım 1938... Büyük Atatürk, aramızdan ayrıldı... Saygı, minnet, rahmetle anıyoruz.
26 Aralık 1938... Cumhuriyet Halk Partisi Büyük Kurultayı toplandı.
Parti tüzüğünde değişiklik yapıldı.
Yeni tüzük... Madde 3:
Partinin değişmez Genel Başkanı İsmet İnönü'dür.



Madde 4: Partinin değişmez Genel Başkanlığı, aşağıdaki üç surette inhilal edebilir:
A. Vefat.
B. Vazife yapamayacak bir hastalığının olması.
C. İstifa.
Demek ki neymiş? Çare tükenmezmiş... Kurultayı toplarsınız ve 1939'daki çareyi/formülü güncellersiniz... Sorun çözülür.

***


Çare yine geçmişte

Sıra geldi, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun gazeteciler ile kavgasına.
Karşılıklı söylenen sözleri buraya almayacağız...
Ama bu, böyle devam etmez.
CHP'li olduğunu yazan, televizyonda söyleyen gazeteciler, Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs sandığından çıkamayınca... Başladılar yaylım ateşine.
Bu durumda... Parti ile gazeteci ilişkilerinin gözden geçirilmesi gerekiyor.
Ne demiştik; demokrasilerde çare tükenmez.
Bu sorunun da çaresi var.
CHP'li gazetecilerin parti ile ilişkilerini, CHP kurultayında görüşmek...
Karar almak... Ve tüzüğe de madde olarak eklemek.
Şaka yapmıyoruz... Eskiden tüzükte böyle bir madde vardı.

***


Ne yazıyorsak o

Bir şeyi söylüyor/ yazıyorsak... Elimizde belge var demektir.
CHP'nin... Derin tarih notları... Örneğin, Mayıs 1935'te, Dördüncü Büyük Kurultay'ında onaylanan tüzük bizde.
CHP kurultaylarının tutanakları... Elimizde.
Örneğin... Agop Dilaçar'ın kütüphanesindeki kitaplardan bazıları... Bizim kütüphanemizde. Bilmeyenler için birkaç not:



Agop Dilaçar... Ermeni asıllı bir Türk... Dilbilimci.
Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya, Atatürk soyadının verilmesini öneren kişi.


Türkçe konusundaki çalışmaları nedeniyle ona Dilaçar soyadını veren kim? Kendisini çok seven ve çalışmalarını takdir eden Atatürk.
Agop Dilaçar... Türk Dil Kurumunda 45 yıl görev yaptı... Başuzman olarak
Darbeler... Kapatılan siyasi partiler... SEKA kâğıt fabrikasına gönderilip, eritilen ve yeniden kâğıt yapılan arşivler... Yakılan kitaplar, tutanaklar...
Neyse ki... Yangından kurtarılanların bir kısmı bizde.
Onun için diyoruz, "Ne yazıyorsak belgeli."

***

Gazeteciye yasak

Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1938'deki üsnomal (olağanüstü) kurultayında kabul edilen tüzüğün ilgili maddesi:
Dokuzuncu Kısım... Partili gazetecilerin sayacakları noktalar... Madde 146.
Kelimesi kelimesine... Noktası, virgülüne kadar... Aynen şöyle:



Sahibi Partili olan gazete ve dergilerin yazıları ile Parti üyelerinin yazdıkları ve çıkardıkları eserler, Parti prensipleri bakımından göz önünde tutulur. İsteyen Partili gazeteciler, dergiciler ve yazarlarla bu yolda görüş birliğine yarayacak deget ve toplantılar yapılır.
Partililer kapitali ile ilişikli ve yönetiminde etger bulundukları gazete, dergi ve basmalarda Parti program ve tüzüğüne aykırı yazılar çıkartmazlar.

***


Dikensiz gül bahçesi

Demek ki neymiş... Madem ki, CHP'li bir gazetecisin... Ve bunu yazıyorsun... Televizyona çıkıp söylüyorsun...
Öyleyse... Tüzük, madde 146... Kafana göre yazı yazamazsın.
28 Mayıs'ta, "Yüzde 48'de kaldı, Cumhurbaşkanı olamadı" diye, televizyona çıkıp, Genel Başkanı istifaya davet edemezsin.
İşte çare... 1938 tüzüğü güncellenir... Değişmez Genel Başkanlık gelir... Partili gazetecilerin uyacakları kurallar belirlenir.

***


Devamı yarın

Sanırız, bu günlük bu kadar yeter.
Ama... Eski kurultay tutanakları, belgeler, tüzükler, merakınızı çekmeye devam ediyorsa...



Yarın... Yine buradayız.
İsim isim... Tarih tarih... CHP'nin derin tarihinde gezintiye devam edeceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA