General Şükrü Kanatlı'nın komutasındaki Türk ordusunun Hatay'a girdiği Kurtuluş Caddesi'ndeyiz.
Araç trafiğine kapalı.
Yıkılan ve yıkılmayı bekleyen binalar.
Toz toprak... Kendimizi Uzun Çarşı'ya atıyoruz.
Antakya'da... Sadece ticaretin değil, siyasetin de kalbinin attığı yer... İçinde han, hamam, cami de var.
Din... Mezhep... Etnik köken... Medeniyetlerin buluşma noktası.
Tarihi Uzun Çarşı, deprem yaralısı... Dükkânların çoğu kapalı.
Yine de gelen giden, alışveriş eden var.
Esnafın büyük bölümü... Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turunda, Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermiş.
Ama... Kılıçdaroğlu, sandıktan çıkamadı.
Neden?
Sorumuza çarşının eskilerinden bir kuyumcu yanıt verdi:
- Kemal Bey, sığınmacılarla masaya oturmakla hata etti... Sığınmacıları zengin etti... CHP fakirleşti.
"Hangi sığınmacılar?" diye sormadık... Zira komşu kuyumcu söze girmişti:
- Kemal Bey, sırf kendini aday yaptırmak için yüzde bir oyu olmayan sığınmacılarla ittifak yaptı... CHP'nin milletvekili sandalyelerini bol keseden dağıttı... İşte sonuç... Hepimizi yaktı.
***
Dua
Yüzlerce dükkân kapalı... Açık olanlara gelince...
Madenboyu Süt Ürünleri... Neccar Kebap Salonu... Gümüş İç Giyim... Hançer Ustanın Yeri... Mumbarcı Hikmet... Aydın Kasabı... Eliza Bebe... Güneş Gıda... Ve daha birçok işyeri.
Çarşı sohbeti... Tavla oynayıp vakit geçirenler.
Herkes Kılıçdaroğlu'nu TV'de izlemiş... Şarküteri sahibi dedi ki:
- Erdoğan gitsin diye dua edenlerin sayısı, yağmur duasına çıkanlardan fazlaydı... Ama Allah, dualarını kabul etmedi.
Sonra... Komşu esnaf söze girdi:
- Kemal Bey, gerçeği görmemek için elinden geleni yapıyor... Ama gerçek varlığını sürdürüyor.
***
Hançer Usta
Yılların esnafı... Uzun Çarşı'nın eskilerinden... 1982'den bugüne.
İşyerinde... Bayrak asılı.
Zaten çarşıda nereye baksanız bayrak... Şairin söylediği;
"Zemin kan kırmızı, ay yıldızı ak
O mübarek bayrak işte bu bayrak."
Hançer Usta... Bizi görünce, "Hoş geldiniz" diye koştu.
Sorduk:
- Çarşı ne âlemde? Toparlanma başladı mı?
Hançer Usta... Herkese duyururcasına sesini yükseltti:
- Allah, devlete, millete zeval vermesin... Bu bayrak dalgalandıkça... Hatay, derlenip toparlanacak... Küllerinden yeniden doğacak.
***
Yol haritası
Acaba diyoruz... Kılıçdaroğlu, güvendiği birini gönderse... CHP'nin kalesi Samandağ'da... Defne'de... Uzun Çarşı'da... Halk ne diyor? Öğrense... Sanırız, yol haritasını gözden geçirecektir.
Çarşıdaki seyyar satıcı... Herkesin içinde dedi ki:
- Uzun Çarşı'da, Kılıçdaroğlu'nun benden ateşli savunanı yoktu... Ama iki haftadır artık ben bile onu savunamıyorum.
***
Altına hücum
Mete Kuseyri... Hataylı... Çarşının girdisini çıktısını, ara sokaklarını iyi biliyor.
Kuyumcuları gösterdi:
- Müşteri çok... İşleri iyi.
Hacı Osman Kuyumculuk... Stephan Kuyumculuk... Kuyumcu Mahmut... Hurigil Gold... Dökmeci Kuyumculuk... Güneyler Mücevherat... Açık... Kalabalık.
Bir kuyumcu dükkânına girdik:
- Hayırlı günler... İşler ne âlemde? Altın alan mı çok, satan mı?
Kuyumcu... Kulağımıza eğildi:
- Devlet, kan parası veriyor... Depremde ölen her kişi için 100 bin lira... Ölenin yakını da altın alıyor... 22 ayar bilezik... Cumhuriyet...
***
Alo Kebap
Uzun Çarşı oldukça büyük... Birden fazla kapısı var.
Habib-i Neccar Camii'nin olduğu caddedeki kapıdan girdik. Solda... Alo Kebap.
Kıymalı... Kuşbaşılı... Tavuk şiş... Ciğer...
Dürümünü ye... Sohbet et.
Mete Kuseyri, "İsterseniz burada biraz dinlenelim" dedi... İyi olur.
- Hataylılar... Ne var ne yok? Anlatın bakalım.
Anlattılar... Not aldık... Birkaç satırbaşı:
Kalıcı konutlar yapılmaya başlandı... İnşallah, Tayyip Bey, söz verdiği gibi bir yılda bitirir.
Depremin merkez üssü Kahramanmaraş ama en büyük yıkım bizde.
Allah'tan tarımda mahsul iyi... Çiftçinin yüzü gülecek.
Kemal Kılıçdaroğlu'na söyleyin, televizyon ekranında siyaset yaparak partiyi toparlayamaz.
***
Başın düşerse dara Hüseyin Yayman'ı ara
Uzun Çarşı esnafıyla sohbet ederken telefonumuz çaldı... Arayan Hüseyin Yayman:
- Geciktiniz... Kırıkhan'da bekliyorum.
Yayman'la konuştuğumuzu anlayınca, herkesin yüzü güldü... Çarşıda seviliyor... Esnaf, selam gönderdi.
Siyaset insana dokunarak yapılır... Yayman, bunu başarmış.
Depremde 11 yakınını kaybetmiş... Ama acısını içine atmış, halktan kopmamış.
Çarşı... Çadır... Konteyner... Ayak basmadık yer bırakmamış.
Kimin, ne sorunu varsa... Soluğu Yayman'ın yanında alıyor.
Sıfır kibir... Dert dinliyor... Çözmeye uğraşıyor.
Hüseyin Yayman... Bölgede, karşılığı var... İzi de, tozu da var.
***
Mezarlık(!)
Şehir içi trafiği... Enkaz taşıyan kamyonlar... Kırmızı ışık... Dur, kalk... Hayli zaman aldı.
Kırıkhan yolu... Yine trafik... Hüseyin Yayman'la buluşacağız ama... Geciktik.
Yine telefon... Yayman:
- Merak ettim... Neredesiniz?
- Mezarlıkta...
- Hangisinde? Mezarlıkta ne işiniz var?
"Yoldaki mezarlıkta" dedik:
- Araç mezarlığında.
Yüzlerce... Binlerce araç... Motosiklet.....
Depremin altında kalan araçlar... Araç demeye bin şahit gerek.
***
Yarın... Yol hikâyeleri
Kırsal kesim ne diyor? Konteynerde yaşayan depremzede ne yiyor, ne içiyor?
Köy, belde... Kırıkhan... Uzun ince bir yol... Bölgede incelemeye devam.