Önce Bilkent Üniversitesi... Gençlerle sohbet.
Sonra... Amasya Üniversitesi... Fahri doktora töreni... Gençlerle buluşma.
Ardından... Ankara Bilim Üniversitesi... Gençlerle bilgi ve tecrübe paylaşımı.
Cemil Çiçek'e sorduk:
- Neler gördünüz? İzlenimleriniz...
Siyasetin akil adamı Cemil Çiçek, dedi ki...
***
Bilgi ve kültür
Ancak... Şöyle bir fark var... Bugünkü nesil, özellikle teknolojinin sağladığı imkânlarla, daha bilgili.
Bizim neslimiz ise kültürlüydü.
Biz, dinlemenin dışında, kitap da okuyorduk. Ama okuduğumuz kitaplar hep ideolojik kitaplardı.
Sol kesim, Marks, Engels, Maksim Gorki'nin, onların Türkiye içindeki uzantılarının kitaplarını okuyordu.
Bizler ise sağ gençlik, Seyit Kutup'tan, Nihal Atsız'dan, Ziya Gökalp'e varıncaya kadar olan kesimin kitaplarını okumaya çalışıyorduk.
Biz, okuduklarımızı, fikirlerimizi oluşturmak için değil, fikirlerimizi doğrulatmak için, önyargı ile okuyorduk.
Şimdiki neslin böyle bir saplantısı yok.
***
Dün... Bugün
Biz, daha çok, propagandaya dayalı görüşler öne sürüyorduk.
Kendi anlayışımızı propagandalara göre şekillendiriyorduk.
Bugünkü nesil, bilgiye dayalı konuşuyor.
***
Önce ben
Bir başka fark... Bizim neslimiz daha toplumcuydu.
Kendisini, toplum ile birlikte düşünürdü... Sosyal yönü daha ağır basan bir hareketlilik içindeydi.
Bizim nesil, kendi iyiliğini ülkenin geleceği ile birlikte arayan ve toplumu, devleti merkeze koyan bir anlayışa sahipti.
Şimdiki nesil ise ferdiyetçi... Daha çok ben merkezci, bireysel düşünüyorlar... Önce ben diyorlar.
Daha iyi bir hayat için milletin refahını yükselterek, ülkenin gelişmesini sağlayarak, bir yerlere gelmek elbette kafalarından geçiyor.
Ama bunun hareket noktasını, kendilerinden başlatıyorlar.
Kendisini ön plana koyduğu için, amacına Türkiye'de ulaşamayacağını düşünüyorsa, yurt dışı özlemi, beklentisi, hayali içine giriyorlar.
Hâlbuki bizim neslin öyle bir düşüncesi yoktu.
Ne bulacaksak, ne göreceksek ülke içinde ve ülke ile beraber diyorduk.
***
İddia
Bir şey daha gördüm... Bizim neslimiz daha iddialıydı... Belki de ideolojik sebeplerle.
Şimdikiler ise daha septik... Daha şüpheci... İddia kısmı biraz zayıf.
***
Nesil farkı
Bugünün gençliği ile benim neslim arasında hayli mesafe var... Makas oldukça açık.
Günümüz gençliğine bir mesaj verilecekse, öncelikle zihinlerin iyi okunması, beklentilerin iyi anlaşılması ve davranışların iyi analiz edilmesi gerekli.
***
Avantaj
Kullanılmış bir nesil bizimki.
Biraz heba edilmiş bir nesiliz. Soğuk savaş yıllarının propagandalarına alet edilmiş, sonra da yüzüstü bırakılmış bir nesil.
Gerçeği anlamamız için 40 sene geçti.
Bugünkü nesil öyle değil. Bu, Türkiye için önemli bir imkân, büyük bir avantaj.
***
İdeoloji
Gençlik yıllarım ile bugünkü gençlerin davranışlarını karşılaştırdığımda, bazı farklılıklar gördüm.
Birinci fark:
Biz soğuk savaş yıllarında üniversitede okuduğumuz için, olaylara hep ideolojik bakıyorduk.
Sol görüşlüler, sosyalizm, sosyal demokrasi, vs. açısından.
Sağcılar milliyetçi, muhafazakâr bakış açısıyla.
Siyah veya beyaz... Gri alanımız yoktu.
Bir taraf sağ yumruk sıkıyordu, diğer taraf sol yumruk.
Günümüz gençliği ise konulara ve olaylara ideolojik değil, daha pratik ve pragmatik bakıyor.
Üniversitelerde ideolojik bölünmüşlüğü çok görmedim... Bu önemli bir şey.
Çünkü ideolojik bakış, insanların zihnini köreltiyor... Gerçeklerin kabulünü zorlaştırıyor.
***
"İkincisi"
Bilgiye ulaşmakta aramızda farklılık var... Günümüz teknolojisi şimdiki gençlerin büyük şansı.
Türkiye içinden veya dışından bilgiye çok kolay ulaşıyorlar... Hepsi bilgisayar kullanıyor.
Bizler onlara nazaran çağın çok gerisindeyiz.
Bizim neslin bilgisi dinlemeye dayalıydı.
Çünkü soğuk savaş yıllarında, her iki taraf da bolca konferans verdiriyordu.
Dinlediklerimizi, hakikatin tamamı ve kendisi kabul ediyorduk.
Şimdi ise bilgisayar nesli, bilgiye doğrudan kendisi ulaşıyor.
Duyduklarından ziyade gördüklerine, okuduklarına dayanarak, soru soruyor, analiz yapıyor.
***
Siyaset
Önemli bir farklılık, siyasete bakış.
Bizim dönemimizde parti fikri daha fazla öne çıkıyordu.
Partiler açısından siyasete bakıyorduk.
Bugünkü gençlik olaylara siyasi partiler açısından bakmıyor.
Siyasete karşı bir ilgisizlik var... Hatta umursamazlığı var... Siyasete epey mesafeli.
Ya da mevcut siyasi yapıları, kendisi açısından kabul edilebilir olarak değerlendirmiyor.
Dolayısıyla parti aidiyeti bugünkü gençlerde daha az.
***
Gençlik politikası
Sonuç olarak... Gençler, Türkiye'deki siyaseti belirleyecek nüfus ağırlığında... Önümüzdeki dönemde yapılacak seçimde, yüzde 50+1'in de getirdiği durumlar sebebiyle, siyasette belirleyici olacak unsurların başında gençlik geliyor.
Burada söylemek istediğim şu:
Dünün bilgisiyle, bugünün gençliğini ben anlayamıyorum.
Benim bilgim, yaşadığım tecrübe gençliği anlamaya yetmiyor.
O zaman, daha özel çabalara, daha özel gayrete, daha özel programlara ihtiyaç var.
Bugünkü gençliğin gönlünü kazanmak, tercihini almak için çok farklı, çok ince çalışmalar yapmak gerekiyor.
Bu yönde çalışmaların yapıldığı söyleniyor ama topluma yansıyan fazla bir çalışmayı da görmedim.