İnegöl... Bursa... Balıkesir... Bigadiç... Festival... Rahvan at yarışları... Okçuluk ve savaş sanatları gösterileri...
Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile birlikte katıldık... Halkın arasına karıştık... Sohbet ettik.
Akşam... Sohbet sırasında... Siyaset konusuna girdik.
"Partiler... Demokrasi... Rejim sorunu."
Yılların siyaset ve devlet adamı Cemil Çiçek, dedi ki:
Türkiye'nin parlamento geçmişi 150 yıla yakındır... 1876'dan bugüne.
Parlamento ve partiler açısından Türkiye, dünyada en geniş tecrübeye sahip ülkelerden.
1859-1923 yılları arasında... 88 parti kuruldu.
Buna rağmen siyaset yerli yerine oturmadı.
Sanki ilk defa parti ve parlamento kavramlarıyla karşılaşıyor gibiyiz.
Dönüp dolaşıp aynı şeyleri tekrarlayıp duruyoruz... Nereye gidiyoruz? Ne olacak memleketin hâli? Böyle bir haletiruhiye içindeyiz.
***
Çözüm politikası
Neden böyle olduk? Cemil Bey'e sorduk... İşte yanıtı:
- Siyaset yaparken tercih ettiğimiz yol ve yöntem yanlış da ondan.
- Nasıl yani?
- Siyaset, belli kısa dönemler hariç, hep sorunu konuşuyor... Sürekli sorun konuşulacaksa, partilere ihtiyaç yok ki... Siyaset kurumuna düşen çözümü konuşmaktır... Pozitif politika budur... Biz bunu yapamıyoruz.
***
Sorunun kaynağı
Siyaset nedir? Belki bin türlü tarifi var... Cemil Çiçek, dedi ki:
- En anlaşılır tanımlamalardan biri... Siyaset; sorun çözmektir.
Sonra da ekledi:
Sorun çözemeyen siyaset, ülkenin baş sorunu haline gelir.
Bütün problemler buradan kaynaklanıyor.
1980 öncesinde... 90'larda... Bunu çok yaşadık.
Çözüme odaklanmayan siyaset, kavgayı beraberinde getirir.
Bu durum siyaset kurumuna ve siyasetçiye itibar kaybettirir.
***
Gölge boksu
Anadolu deyimiyle, Cemil Çiçek'in sözleri, kitabın tam ortasından.
Dinlemeye devam:
- Siyasetçi, surat asmak yerine gülümseyebilmeli... Yumruk sıkmak yerine el sıkabilmeli... Türkiye böyle görüntülere hasret... Böyle olunca da sistem tartışması, gölge boksuna dönüyor.
***
Sabah sporu
Cemil Çiçek, erkenci. Sabah, erken kalkıyor... Kahvaltı öncesi, uzun bir yürüyüş... Yürü babam yürü.
Bigadiç'te... Konakladığımız yerin önünde bisikletler vardı.
- Cemil Bey... Yürümek yerine bisiklete binsek... Bu da bir spor.
- Bisiklete hiç binmedim... Binecek imkân olmadı... Çocukluğumun geçtiği Yozgat'ta arazi de müsait değildi.
***
Kalite
Sohbete çay molası... Sonra devam... Konu aynı... Türkiye'de siyaset.
Cemil Çiçek:
Siyaset... Ülke sorunlarını müzakere ederek, ortak akılla, kalıcı çözümler üretmektir.
Türkiye'de, belli kısa dönemler dışında, konular müzakere edilmiyor, münazara yapılıyor.
Böyle olumsuz ve kavgalı ortamda, demokrasinin asli unsuru olan seçmen de, yaşananlara karşı katılımcı/müdahil olmuyor, müşahit (gözlemci) konumunda kalıyor.
Bu durum da, demokrasinin kalitesini olumsuz etkiliyor.
***
Demokrasinin esası
Cemil Çiçek... "Altını çizerek" diyor ve bir çift söz ediyor:
1. Günümüz demokrasisinde esas olan katılımcı sistemdir.
2. İster başkanlık sistemi olsun, ister parlamenter sistem... Katılımcılık esastır.
***
Havanda su
Son zamanlarda 7/24 aynı konu tartışılıyor... Parti toplantılarında... Televizyonlarda.
Sistem... Başkanlık... Güçlendirilmiş parlamento.
Cemil Çiçek'e sorduk:
- Tartışmaları izliyorsunuz... Ne diyorsunuz?
- Evet... İki yıldır tartışıyoruz... Ama buna tartışma denirse... Rahmetli Ferruh Bozbeyli'nin deyimiyle havanda su dövüyoruz.
***
Tecrübe
Konu önemli... Sohbet derin... Telefon yok... Araya giren yok... Cemil Çiçek, devam ediyor:
Ne olursa, sonuç ne çıkar? Türkiye, bunun acı tecrübelerini yaşadı... Fakat... Türk siyaseti tarih şuurundan yoksun... Ve yaşanan tarihi tecrübelerden yeterince yararlanamadı.
Siyasetin yol haritasını tecrübe belirler... Türkiye'nin yeterince tecrübesi var... Ama yararlanılmıyor ki.
Herkes, 'Sadece ben haklıyım' diyor.
İnkâr esasına dayalı bir siyaset anlayışı var.
Çok ağır sözler söyleniyor, çok ağır suçlamalar yapılıyor... Bundan Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü zarar görüyor.
***
Ders... Siyasi tarih
Dünden bugüne... Parti, seçim, siyaset... Cemil Çiçek'ten değerlendirmeler... Ders niyetine...
2'nci Meşrutiyet'in ilanından sonra seçime gidiliyor... İki parti var... İttihat ve Terakki... Hürriyet ve İtilaf.
Bu iki partinin etkileri, bugün hâlâ görülüyor.
Şiddet... Dehşet... Yabancı (İngiltere) ile işbirliği... Biri diğerine, 'Gerici' diyor... Öteki, 'Dinsiz, imansız, mason' diye cevap veriyor.
İki partide siyaset yapanlar böyle tartışırken, Balkanlar da kaynıyor... Savaş çıkıyor... Sonuçta, bu coğrafya elde kalmıyor... Tarihin en büyük zulmü ve göçü yaşanıyor.
Geçmişten ders çıkaralım... Ramazanda midemizle tuttuğumuz orucu, biraz da ağzımızla tutmamız lazım.
Demokratik tövbeye ihtiyaç var.
Nerede yanlış yaptık diye vicdan muhasebesi yapmak şart.
Aksi takdirde, hiçbir tartışma demokrasiye kalite getirmez.
Ve... Sohbetin sonu... Cemil Çiçek'ten nokta:
- Artık temiz bir üslupla tartışalım.