Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Toplumsal vicdanın sesi

Gerilim... Yüksek tansiyon... Kutuplaşma... Kavga... İşi hakarete, küfre kadar vardırmak... Darbeli, muhtıralı konuşmalar... Türk siyasetinin kurtulamadığı çocukluk hastalığı.
Yapay gündemler yaratmak... Tartışmalarda, aklı ve bilgiyi değil, "hırs ve intikam duygusunu" rehber almak... Siyasi kültürün vazgeçilmez alışkanlığı.
İşte... Son konu... Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı için yeniden aday olabilir mi, olamaz mı? Tartış, tartışabildiğin kadar.
Bilen bilmeyen... Ağzı olan konuşuyor.
Sorduk:
- Bunca yılın birikimiyle ne diyorsunuz? Muhatabımız, Cemil Çiçek... Yılların siyasetçisi... Bizce, toplumsal vicdanın sesi.

***


Yorgun Türkiye
Cemil Çiçek, "Maalesef" diyerek söze başladı:
- Siyasi konuları, isimler üzerinden tartışmak gibi bir alışkanlık var... O kadar sakıncalı ki.
Ve... Devam etti:
Görüyorum ki... Değerlendirmelerde, "bilgi ve hukuk" değil, "sempati veya antipati" öne çıkıyor... Sonuçta, "boş yere tartışma" oluyor.
Türkiye yeteri kadar yoruldu...
"Tarihsel yorgunluk." Geçmişte, "cepheden cepheye" koşan bir Türkiye... "Savaş yorgunu."
Sonra... Cumhuriyet kuruldu... Bitmek bilmeyen siyasi çekişmeler, kutuplaşmalar... Ülke şimdi de, "siyaset yorgunu."

***


Tartışmak için erken
Cemil Çiçek... Sözü, "Cumhurbaşkanı adaylığı" tartışmasına getirdi... Dedi ki:
Süresi belli... Kuralı belli... Kimin karar vereceği belli.
Öyleyse bugün yapılan ülkeye yararlı bir tartışma değil.
Anayasa'ya göre, Cumhurbaşkanlığı seçimine, 16 ay var.
Bu hatayı geçmişte de yaptık... Konuyu bir sancıya çevirdik... Olurdu olmazdı tartışmasıyla, Türkiye'yi 1.5 yıl meşgul ettik.
Aynı yanlışı bugün tekrarlamanın kime, ne yararı var? Ülkeye ne yararı var?

***


Dikiş noktalarına jilet
Senelerce... Turgut Özal ile... Necmettin Erbakan ile... Recep Tayyip Erdoğan ile siyaset yapan... Bakanlıklarda bulunan... TBMM Başkanlığı koltuğunda oturan Cemil Çiçek'ten... Eleştiriler:
Konuşulması gereken konu, ülkenin sorunlarının nasıl çözüleceği... Millet bunu bekliyor.
Millet adına görev yapanların birinci görevi, ülke sorunları üzerine yoğunlaşmak... Milleti daha fazla yormak değil.
Ülkenin birliğini korumaktan söz ediyoruz ama bir yandan da ortamı geriyoruz... Kırıyoruz, döküyoruz... Toplumun dikiş noktalarına jilet atıyoruz.

***


Fikirler..Kişiler
Cemil Çiçek'e dedik ki:
"Dün de böyle olmadı mı? Geçmişte..."
Turgut Özal, "başkanlık sistemi" demişti... Ama sistem değil, "Özal tartışılmıştı."
Sonra... Süleyman Demirel, "başkanlık sisteminin konuşulmasını" önerdi... Konuşulan sistem değil, "Demirel olmuştu."
Zira... "Bizde böyle olur fikir tartışması... Türk siyasetçisinin şifa bulmaz hastalığı."

***


Yüksek gerilim
Cemil Çiçek, "Cumhurbaşkanlığı... Anayasa'ya göre, milletin birlikteliğini temsil eden bir makam" diyerek konuşmasını sürdürdü:
Böyle bir makam şahıslar üzerinden tartışılırsa, "kurum" yıpratılır... "Cumhurbaşkanlığı kurumu."
Zamanı gelince Yüksek Seçim Kurulu, "Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda" açıklama yapar.
İtirazı olan, itirazını yapar... YSK da, "karara bağlar."
Öyleyse... Bugünden siyasette, gazetelerde, televizyonlarda yapılan tartışmalar neden? Sadece, "Gerilime yol açar."
Geçmişte... Sayın Abdullah Gül'ün seçilmesiyle ilgili tartışma, "devlet krizine" sebep oldu... Ama sonunda Sayın Gül, Cumhurbaşkanı oldu... "Türkiye neden zaman kaybetti? Niçin gerildi?"
Şunun altını çiziyorum... "Bu tartışmalar zamansız, yersiz, gereksiz."

***


Yangını körükleyenler
Yakın tarihin "Siyaset sözlüğünden" seçme sözler... "Seçtiklerimiz" birbirleri için bunları söylemişler:
"Ebleh... Salak... Ahlaksız... Dalkavuk... Şerefsiz... Sahtekâr... Yalancı."
Ve daha pek çok söz... Bir kısmı da "poşetlik."
Cemil Çiçek dedi ki:
"Demokrasi kültürü... Ahlak..." Bunlar çok önemli.
İsimleri... Kimlerin söylediğine ilişkin kısmı kapatalım... Sadece "sözleri" halka soralım... "Anket yapar gibi."
Vatandaş bu sözleri "ahlaki bulmayacaktır."
Bazı kaynaklar da "suyun kaynadığı kazanın altındaki ateşe kütük atıyorlar." Ortalık biraz daha kızışsın diye.
Bunun ülkeye ne yararı var? Kimse alınmasın ama bunda sadece siyasetin değil, basının da dikkatsizliği var.

***


"Aday olur"
Cemil Çiçek'e sorduk:
- Sayın Erdoğan'ın adaylığı konusunda, "kişisel görüşünüz" nedir?
Cemil Çiçek'in yanıtı:
Kural belli... Sayın Erdoğan'ın yeniden aday olmasının önünde, "hukuken hiçbir engel yok."
Meclis'te... Anayasa görüşmelerinde... Bütün bunlar konuşuldu... "Türkiye kararını verdi."
Ülkenin bunca meselesi varken bugün, "Bu konuyu tartışmak" doğru değil... Sadece toplumu yorar, ülkeyi gerer.

***


Uygarlık dersi
Yakın siyasi tarih... "Siyasi kavgalar ve darbeler" ile dolu... Türk demokrasisinin, "kara deliği."
Biz bunları söyleyince... Cemil Çiçek dedi ki:
Başbakan ve bakan idamları... Sıkıyönetim ile geçen yıllar... Türkiye çok kan ve itibar kaybetti.
Tartışalım ama uygar bir topluma yakışan üslupla... Ve birbirimizin hukukuna saygı gösterelim.
Cumhuriyetin 100'üncü yılına girerken, yaşananlardan ders alıp, kısır tartışmaları geride bırakalım.

***


Son söz
Pandemi... Ekonomi... Dış politika... Dünyada yaşanan olaylar... Ve sohbetin sonu... Cemil Çiçek sözü şöyle bağladı:
Türkiye çok sıcak günlerden geçiyor... Kavga ortamında sorunlarımızı aşamayız.
Sorunları demokrasi ve hukuk kuralları içinde tartışalım... Milleti daha fazla yormayalım.
Tartışma üslubu... Yakışıksız sözler... Televizyondaki içi boş tartışmalar siyasete ve medyaya saygınlık kaybettiriyor... Özeleştiri yapmaktan çekinmeyelim.
Cemil Çiçek'le sohbetimiz çok daha uzun... Özetledik...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA