Bugün... Çanakkale'de bir diriliş destanının yazıldığı günün, şanlı deniz zaferinin yıldönümü.
Tarihin akışının değiştiği bölgeye... Büyük zaferin yıldönümünde... Defalarca gittik... Turgut Özal'la... Süleyman Demirel'le.
Çanakkale yolunda konuştuklarımız... Çanakkale'de tanığı olduğumuz sahneler... Aslında yakın siyasi tarihin fotoromanı gibi. İçinde alkış da var... Kavga da... Vefasızlık da... Acı da... Gözyaşı da... Kahkaha da. Bugün... "Tanığın" not defterinden... Anılar, anılar, anılar.
***
Siyasette vefa
Genel seçim, 29 Kasım 1987'de yapıldı... Anavatan Partisi 292 milletvekili çıkardı... İkinci kez tek başına iktidar...
Özal'ın karizmasıyla... Gücüyle... Turgut Özal, Başbakan.
Aradan iki yıl geçti... Cumhurbaşkanlığı seçimi gündeme geldi... Özal, "aday olacağını" açıkladı... Ve sonra...
Fethi Çelikbaş... ANAP Burdur Milletvekili... "Ben de adayım" dedi.
Özal aday oldu diye... Üç milletvekili ANAP'tan istifa etti... "Muş-Erkan Kemaloğlu... Samsun-İlyas Aktaş... Kastamonu-Nurhan Tekinel."
Partide, "Aksaçlılar" grubu vardı... Açıklama yaptılar... "Özal'ın adaylığına imza vermeyeceğiz."
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turundan sonra, eski bakanlardan Mustafa Tınaz Titiz de ANAP'tan istifa etti.
ANAP, 292 milletvekiline sahipti...
Özal'ın adaylığına imza veren ANAP milletvekillerinin sayısı... 161.
18 Mart törenleri için Çanakkale'ye giderken... Cumhurbaşkanı Özal'a, "bu konuyu" açtım.
Tonton... Kolumu sıktı... Dudaklarında acı bir tebessüm... "Siyaset... Buymuş demek" dedi.
Başka bir şey de söylemedi.
***
Tören alanı
Özal'ın Cumhurbaşkanı olarak Çanakkale'ye ilk gidişi... Gerçi, birkaç aydır Cumhurbaşkanı ama hâlâ "Alışamayanlar... Tepki koyanlar" var.
Özal'ı karşılayanlar arasında "SHP'li belediye başkanı" yok.
Tören alanı... Özal gelince herkes ayağa kalktı... "Belediye başkanı" hariç.
Protokol konuşmaları... Belediye başkanı, kürsüye çıktı... "Sayın Başbakan" diye söze başladı... Yıldırım Akbulut'u selamladı. Özal'ı "yok saydı."
Konuşmasında, isim vermeden, Özal'a, sürekli laf çaktı... Uzun konuşmadan bir alıntı: "Halkın desteği ile gelmeyenler, tarihin karanlıklarında kaybolup giderler."
Özal, bozuldu, uzun konuştu... Ve bir ara şöyle dedi: "Birkaç soyu kırık çıksa da, bu millet onlara yüz vermeyecek ve Türkiye kalkınmaya, büyümeye devam edecektir."
Hani... Gazozun gazı kaçar, tadı bozulur ya... 18 Mart kutlamalarının da tadı kaçtı. Birkaç saat sonra, belediye başkanı, İçişleri Bakanlığı tarafından, "görevden alındı."
***
Doğru Yol
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Çanakkale'ye uçuyorduk... 18 Mart törenleri için... Demirel, bir ara, "aşağıları" işaret etti:
- Ne görüyorsun?
- Ova, orman, tarla, çay, dere, yol...
- Nasıl bir yol?
- Dümdüz bir yol... Çanakkale yolu. Demirel, güldü:
- Zincirbozan yolu... Doğru yol... DYP'yi, işte bu yolda kurduk... Sürgüne giderken, Necmettin Cevheri'nin kırmızı Mercedes'inde. Parti, adını bu yoldan aldı... Doğru Yol.
***
Fransız mezara (!)
Başbakan Mesut Yılmaz ile Çanakkale'deyiz... 20 Ekim 1991 seçimlerinin hemen öncesinde... Dünyanın en iyi korunan savaş alanını geziyoruz... Conk Bayırı... Kilitbahir... Seddülbahir.
Heyet kalabalık. Yanımızda, Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan da var.
Mesut Yılmaz, seçim kampanyası için Fransa'dan ünlü bir reklamcı getirmişti...
Jacques Seguela.
Fakat ANAP'ın kampanyası iyi gitmiyordu. Yaşar Okuyan, boş bir hendeği göstererek... Kulağımıza eğildi... Mesut Yılmaz'ın da duyacağı şekilde, şu sözleri söyledi:
- Fransız reklamcıyı, bu çukura atacaksın... Üstünü de toprakla örteceksin...
21 Ekim sabahı... DYP birinci parti... ANAP, anamuhalefet.
***
Demirel'in gözyaşları
Gelibolu... Savaş alanında, 18 Mart törenleri... Geçen yıl trafik kazasında kaybettiğimiz, Ankara Kocatepe Camisi'nin imam hatibi, ünlü hafız İsmail Coşar, Mehmet Akif Ersoy'un, "Çanakkale Şehitlerine" şiirini okuyor... Kaside olarak:
"Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna Ya Rab, ne güneşler batıyor!"
Cumhurbaşkanı Demirel, duygulanıyor.
Güneş gözlüklerini takıyor.
İsmail Coşar Hoca, kasideye devam ediyor.
"Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer."
Duygu seli, tören alanına yayılıyor:
"Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber."
Koyu renkli güneş gözlüğü, Cumhurbaşkanı Demirel'in gözlerinden, yanaklarına süzülen damlaları gizleyemiyor.
***
Kahramanlara rahmet
Bugün... 18 Mart... Şanlı zaferin 106'ncı yıldönümü... Törenlerle kutlayacağız.
Bu vatan için... Bir gül bahçesine girercesine, kara toprağa giren kahramanlarımızı rahmetle anıyoruz... Ruhları şad olsun.