İşleri kesat giden Yahudi tüccar, eski defterleri karıştırırmış.
Bizde de, "Siyaset üretemeyen siyasetçi", "2023'ü... Cumhurbaşkanlığı seçimini" tartışıp, duruyor.
Recep Tayyip Erdoğan, 28 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanı seçildi.
Birileri... O tarihten bugüne, "2023'ü" konuşuyorlar, Tayyip Bey'in karşısına çıkarılacak, "Aday arıyorlar."
Yazık... Enerjilerini boşa harcıyorlar.
***
Siyaset mühendisleri
Türkiye'deki, "Siyaset mühendisi" sayısı... İnşaat mühendisinden de fazladır, elektrik, makine, harita mühendisinden de.
Bunlar... Her şeyi bilirler.
Bilmedikleri tek şey vardır:
"Bilmediklerini bilmezler."
***
"Benim oğlum bina okur..."
Denizlili... Zamansız ötülmeyeceğini bilir.
Bizde... Maalesef... Zamansız öten çok.
Vizyonu olmayanlar... Çözüme kafa yormayanlar... "Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur" misali...
Zamansız ötüp duruyorlar:
"2023 de 2023... Seçim de seçim... Külliye de Külliye."
Ah!.. Kendilerini kaptırdıkları sanal gündemin toplumda karşılığının olmadığını bir anlasalar.
***
İğne deliğinden Hindistan
Terazi var, tartı var.
Cumhurbaşkanlığı seçimine çok zaman var.
O zamana kadar da, köprülerin altından çok sular akar.
Bugünden... 2023 hesaplarına kafa yormak...
İğne deliğinden Hindistan'ı seyretmeye benzer.
Ya da... Doğmamış çocuğa don biçmeye.
***
Lafı bırak... Halka inmeye bak
İsterseniz... İl il, isim isim yazalım...
Erzincanlı Hasan Seven,
Muğlalı Hayati Nizamoğlu,
Denizlili Abdullah Kemal Dobulga,
Düzceli Ragıp Gökesaoğlu,
Batmanlı Beşir Altunç,
Kırşehirli Sait Yanık,
Antalyalı Mevlüt Yeni,
Afyonlu Mehmet Pancar,
Erzurumlu Hakkı Hınıslıoğlu,
Karslı Halit Özer,
Şırnaklı Osman Geliş,
Kozanlı Mustafa Kandemir,
Rizeli Bayram Ali Kavalcı,
Ordulu Süha Topaloğlu,
Kocaelili Ruhi Karaalp,
Bolulu Haluk Tok,
Samsunlu Hasan Kurumahmutoğlu,
Tokatlı Bekir Atılgan...
Kimi oda ya da borsa başkanı... Kimi turizmci... Kimi gazeteci... Kimi esnaf... Kimi serbest meslek sahibi.
Gündemlerinde seçim, siyaset, 2023... Cumhurbaşkanlığı... Yeni parti gibi konular... Yok oğlu yok.
Fakat... Çözümün bir parçası olmak istemeyen, halka inmeyen, sokağa kulak vermeyen siyasetçi... "Gerçek gündemi... Halkın gündemini" görmüyor.
Görmek istemiyor.
Dostlar alışverişte görsün misali... Sabah-akşam..."2023" diyor, "Seçim" diyor, "Külliye" diyor.
Ama... Dediklerine kendisi de inanmıyor.
***
El ağzıyla çorba içmek
Cumhurbaşkanlığı konusu/seçimi demişken...
Bir de, "Armut piş, ağzıma düş" beklentisinde olanlar var.
Onlar... Konuşmazlar... Gelişmeleri izlerler.
Hani ne derler, "El ağzıyla çorba içerler."
"Millet İttifakı'nın ortak adayı olmanın" umudu içindedirler.
Şair... Ne demiş, "Umut fakirin ekmeği, ye Memet ye."
Unutmadan... Bir de, "Özdeyiş" var, bilirsiniz:
"Uma uma döndük muma."
***
Çerezle zaman öldürenler
Acaba... Yılın 365 günü, "Milletvekilliği seçiminin, siyasetin, Cumhurbaşkanlığı/ Başkanlık seçiminin" konuşulduğu başka ülke var mıdır?
İnancı, iddiası, vizyonu, projesi, birikimi olan siyasetçi, "Çerezle" uğraşmaz.
Siyasette çerez, "Laf cambazlığıdır... Dedikodudur... Laf kıtlığında asma budamaktır... Bozuk plak gibi aynı şeyi tekrarlamaktır... Milletin gündeminde olmayan konularla zaman harcamaktır."
***
Çay semaverleri
Siyasetçi vardır... İktidar veya muhalefet partisinde olması fark etmez... "Okur... Araştırır... Siyaset üretir."
Siyasetçi vardır... Fikir üretmez... Halktan kopuktur... Başkasının gündeminin peşine takılır... On dönüm bostan, yan gel yat Osman.
Bütün yaptığı... Çay semaveri gibi yerinde fokurdayıp durmaktır.
Çevrenize bakın... Meclis'teki konuşmaları dinleyin... TV'deki tartışmaları izleyin... Göreceksiniz.
***
"Üzümsüz bağın kütüğü kurusun"
Cumhurbaşkanlığı seçimi... Yıllar öncesinden konuşulup, tartışılır mı?
1. Makama saygısızlıktır.
2. Makamda oturan kişiye saygısızlıktır.
Ama... Hırs ve öfke aklın önüne geçince... Saygı kimin umurunda?
"Tilki" aklımıza geliyor.
Tilki demiş ki:
"Üzümsüz bağın, kütüğü kurusun."
Siyasette de o misal:
"Madem ki benim Cumhurbaşkanı olmamın imkânı yok... Öyleyse... Varsın makam yıpransın... Ne diye saygı duyacağım?"
***
Gaz verenler, gaza gelenler
Siyasette, bürokraside... Hayatın her safhasında... Her yerde... "Gaz veren" çok olur.
"Efendim, bu makam sizin gibisini görmedi."
"Efendim siz, çok daha yukarılara layıksınız."
Gaz... Çeşit çeşit... Vergisi de yok... "Ne kadar güzelsiniz... Çok zekisiniz... Eşiniz benzeriniz yok... Yetenekleriniz Allah vergisi..."
"Konu" Cumhurbaşkanlığı olunca... "Gaz veren de" oldukça fazla
İsimler havada uçuşuyor.
İsmi dolaşanların içinde... Kimileri... Gaza geliyor... Havaya giriyor... "Benden iyisini mi bulacaklar?" diye düşünmeye başlıyor.
İnsan... Kendini beğenmezse çatlar, ölür.
Ortalık... Kendisini beğenenden geçilmiyor... İsim isim yazmaya gerek yok.