Türk siyasetinin eski normali: Darbe, muhtıra, müdahale... Yassıada... İdam... Ömür boyu hapis... Sürgün... Hamzakoy... Zincirbozan... Siyaset yasağı.
Ve... Yeni normal:
Darbe mahkemesinin silahların gölgesinde verdiği "Yassıada kararları" yok sayılıyor.
Darbeci orgeneral yargılanıyor... Rütbesi sökülüyor... "Er oluyor."
Meclis'te... "Darbe araştırma komisyonu" kuruluyor. Gözün aydın Türkiye.

***

Özeleştiri şart
Siyasetin "Eski normalinde" suç, kusur, yanlış, eksik gedik hep darbecide miydi?
Hayır.
"Yeni normalde" siyaset kurumunun da "Özeleştiri yapması" gerekiyor.
12 Mart 1971 muhtırası ile "Meclis'ten güvenoyu almış meşru hükümet" devrildi.
12 Mart muhtırasının... Aynı gün... TBMM'ye de gönderildiğini... Ve "Meclis Genel Kurulu'nda okunduğunu" biliyor musunuz?
Meclis... "Bu muhtıra da neyin nesi" diyemedi... "Hükümetin arkasında" duramadı.
Yalan mı?.. İtirazı olan var mı?

***

Sicil defteri
Siyasetçi... Hem "Darbecinin" ve hem de "Milletin" Meclisi'nde bulunabilir mi?
"Eski normalde" bunun örneği çok.
Pek çok "Şöhretin" sicilinde;
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra oluşan "Temsilciler Meclisi" üyeliği var.
12 Eylül 1980 darbesinin "Danışma Meclisi" üyeliği var.
Ve... Seçimle oluşan "Milletin Meclisi'nde" üyeliği var.
Şimdi... "Yeni normalde" böyle şey mümkün mü?

***

Genelkurmay'ın ışıkları
Eski normalde... Siyasette biraz gerilim olunca... Gazetelerde, dergilerde "Genelkurmay'ın ışıkları sabaha kadar yandı" diye başlıklar atılırdı.
Fotoğraflar basılırdı.
Yeni normalde... Medya "Genelkurmay'ın ışıklarını" izlemeyi bıraktı.

***

Küfür
Türkiye'nin eski normalinde, bir general çıkıp, Başbakan'a "Pezevenk" diyebiliyordu.
Kara Kuvvetleri Komutanı... Tepki göstermiyordu.
Hatta...
"Kimsenin ağzına kilit vuramam" diye konuşup... Küfürbazı cesaretlendiriyordu.
Yeni normalde... Hani ne derler?.. "Eski çamlar bardak oldu."

***

Eski normalin "Başvuru" kuyruğu
Kenan Evren darbe yaptı... 12 Eylül 1980. Darbeden 10 ay sonra "Danışma Meclisi" kuruldu...
"160 kişilik."
160 kişinin 40'ını... Konsey (Milli Güvenlik Konseyi... Darbeci 5 Orgeneral) doğrudan atadı.
120 kişi ise... "İlleri temsilen" yine Konsey tarafından belirlendi.
Şimdi... Dikkat!.. Dikkat!..
Danışma Meclisi'ne üye olmak isteyenlere... 15 günlük başvuru süresi tanındı.
"Darbe meclisine" girebilmek için "Kuyruk oluşturanların" sayısını biliyor musunuz?
Tam... 11 bin 640 kişi.

***

Dokunulmazlık
Milletvekili dokunulmazlığı...
Eskiden vardı... Yine var.
Ama... Ya "Meclis'in dokunulmazlığı?"
"Eski normalde" parlamentonun dokunulmazlığı yoktu.
Olsa... Askerin bir düdüğü ile "Milletin Meclisi" kapatılabilir miydi?
Yeni normalde ise...
"Sıkıysa" düdüğü çal da... Meclis'i kapat da görelim.
Darbeciyi yargılayarak, Yassıada kararlarını çöpe atarak Meclis "Kendi geleceğini teminat altına almış ve dokunulmazlık kazanmıştır."

***

Perhiz ve lahana
Meclis'te... "Darbelerden en büyük zararı CHP'nin gördüğünü" söyleyenler oldu.
"Yassıada kararlarını yok sayan kanun tasarısı" konuşulurken.
Hem Anayasa Komisyonu'nda ve hem de TBMM Genel Kurulu'nda.
Müzakereleri izlerken... Kafamızda sorular oluştu:
27 Mayıs 1960 darbesini yapan 38 subaydan 3'ü... 1965 seçimlerinde... CHP'nin milletvekili adayları arasında değiller miydi?
12 Mart 1971 muhtırasının altında imzası olan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, 1980'de "CHP senatörü...
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı" değil miydi?
Bu ne perhiz?.. Bu ne lahana turşusu.
"Yassıada kararlarını yok sayan kanun tasarısı" konuşulurken.

***

Değişime direnenler
Eski Türkiye... Yeni Türkiye...
Eski normal... Yeni normal...
"Çok şeyin" değiştiği gerçek.
Fakat... "Bazı şeylerin" değişmediği, bazı kişilerin "Değişime direndikleri" de gerçek.
Eski normalde... Darbeciye göz kırpan, "Gel gel" işareti yapan çoktu.
Yeni normalde ise... Darbe, müdahale, muhtıra özlemi ile yanıp tutuşanlar... Yine var... Ama utanıyorlar ve "Gönüllerinden geçeni yüksek sesle söyleyemiyorlar."