Ankara günlerdir sis altında... Hayır, siyasi havadan söz etmiyoruz... Ani hava değişikliği ve yoğun sis.
Siyaset... Kendi rutininde... "Sisli bir durum" yok... "Bulanıklık" yok.
"Yeni parti... Ya da partiler... Kurucular... Kulisler" gibi konulara gelince... "O cephelerin" siyasi hava durumunu etkilediğini söylemek de çok zor.
Dilerseniz... "Günün anlam ve önemine" uygun düşen birkaç söz:
Rüzgâr yoksa dalga da yoktur.
Lider, heyecan yaratan insandır.
Gölgesinde oturduğun ağacın dalı kesilmez.
Ve... Engin Ardıç'ın yüksek izniyle... Latince bir söz... Çok önemli:
-Quidquid futurum est summum, ab imo nascitur.
Türkçesi... Zirveye çıkacak her şey dipten başlar.
***
Bir Ankara Hikâyesi
Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.
Ve... Parti kurmak kimsenin iznine bağlı değildir.
İsteyen... "Yasal şartları" yerine getirir...
Kurar.
12 Haziran 2011 seçimleri ile 7 Haziran 2015 seçimleri arasında "Tam 51 parti kurulduğunu" bugün acaba kaç kişi hatırlar?
İçlerinde "Neler de vardı neler?... Mercimekli köfteler." "Birkaçını" söyleyelim mi?
1923
Cumhuriyet Partisi.
Elektronik Demokrat Parti.
Gezi Partisi.
Milliyetçi İrade Yükseliş Partisi.
Vatan ve İstiklal Partisi.
Adında "Gelecek" olan bir parti bile vardı... "Geleceğin Türkiye Partisi." Sonra... Ne oldu?
Bazısını Anayasa Mahkemesi kapattı...
Bazısı başka partiye katıldı... Bazısı kendini feshetti.
Tabelaları...
Siyasi partiler mezarlığında.
***
Dönem-1
Bazı dönemler vardır ki... "Siyasette boşluk olur." Böyle zamanlarda "İştahı kabaran çoktur." 1983...
Darbe sonrası...
Demokrasiye dönülüyor...
Turgut Özal iktidara yürüyor.
Bir de bakıyorsunuz...
Parti kuran kurana.
Bizim Parti... Bayrak Partisi... Atılım Partisi... Yüce Görev Partisi...
Bitmedi... Çok...
Hangi birini yazalım?
Sonra... Ne oldu?... Özal'ın partisi iktidar...
Ötekiler...
Sizlere ömür.
***
Dönem-2
Yine... Öyle dönemler olur ki... İktidar partisinde yaprak dökümü başlar.
Ve... Fırsattan istifade... Hemen "Tabelacıya" koşanlar olur.
Örneğin;
ANAP'ı kuran Turgut Özal Çankaya'ya çıkınca...
1991 seçimlerinde ANAP iktidardan düşünce...
Daha sonra kan kaybı devam edince...
Hemen "Birkaç parti" kuruluvermişti.
Sadece birinin adını verelim:
"Anavatan İçin Bütünleşme Partisi." Sahi... Böyle bir partiyi kim hatırlıyor?
"Ben" diyen parmağını kaldırsın.
***
Anılar... Anılar
Profesör Doktor Turhan Feyzioğlu... Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun dedesi...
"Bir zamanlar kartaldı." 12 Mayıs 1967... CHP'den koptu... 47 milletvekili ve senatörle.
Parti kurdu:
Güven Partisi.
Kemal Satır... Eski Başbakan Yardımcısı... Eski CHP Genel Sekreteri... "Bir zamanlar kartaldı." 4 Eylül 1972... CHP'den koptu...
9 milletvekili ve senatörle birlikte.
Parti kurdu:
Cumhuriyetçi Parti.
Sonra... Feyzioğlu'nun partisi ile Satır'ın partisi "Nikâh kıydılar." "Cumhuriyetçi Güven Partisi" doğdu.
Uzatmayalım...
Rahmetli Turhan Feyzioğlu ile de, Dr. Kemal Satır'la da hukukumuz vardı... İkisinin de derdi "Bülent Ecevit'leydi." Yani... Yine... "Bağcıyı dövme" hikâyesi.
***
"Bağcıyı Dövme Partisi"
Evet... Şaka yapmıyoruz...
Gerçek... Kimilerinin derdi de "Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir." İktidar olmayacaklarını bilirler.
Ama... Maksat...
İktidardakine çizik atmaktır.
Siyasi tarihimizin en önemli "Bağcıyı dövme partisi", 18 Aralık 1970'te, iktidardaki Adalet Partisi'nden kopanların kurduğu Demokratik Parti'dir.
Ki... İçlerinde Ferruh Bozbeyli, Sadettin Bilgiç, Mehmet Turgut, Faruk Sükan gibi "Ağır toplar" vardı.
Celal Bayar'ın kızı, Adnan Menderes'in oğulları...
Bu partideydi.
Hatta... Bayar'ın kendisi bile miting meydanındaydı.
Parti... "Bağcıyı dövdü...
Demirel'e-Adalet Partisi'ne zarar verdi." Ama... İktidara gelemedi...
Bir seçimlik ömrü oldu...
Kurucuların çoğu Adalet Partisi'ne geri döndü.
***
Poşetlik
Rahmet istedi... Hasan Celal Güzel... Gözünü budaktan lafını dudaktan esirgemezdi... "Bu yüzden başına neler gelmedi ki?...
Cezaevi dâhil." Anavatan Partisi çöküşteydi...
Doğruyol Partisi'nin çatısı su alıyordu.
Birinin amblemi "Arı", diğerininki "Kırat." "Erime sürecindeki" bu iki parti birleştiler.
Hasan Celal Güzel'de laf çok...
Bir gün... Televizyonda... Canlı yayında...
"Poşetlik" bir söz söyleyiverdi:
"ANAP binası önünden geçerken sanki arıya tecavüz etmiş bir at görüyorum."