Seçimden önce CHP yöneticileri şikâyet eder dururlardı:
- Medya neden bize yeterince yer vermiyor?
Seçim geçti... CHP yöneticileri hâlâ medyadan şikâyetçi:
- Medya niçin her gün CHP'yi sayfalarına/ekranlarına taşıyor?
Anlaşılan, CHP yönetimini memnun edebilmek imkânsız.
***
7 AĞUSTOS-HABERTÜRK
Salı akşamı arkadaşlarla TV izliyorduk. Saat 21.20... HaberTürk... Teke Tek... Fatih Altaylı'nın programı.
Konuşmacı... Erol Mütercimler... Üniversite hocası:
CHP'den başka partiye oy vermedim.
2019-Mart yerel seçimlerinde sandığa gitmeyeceğim.
CHP güvenilirliğini, inanılırlığını kaybetti.
CHP yönetiminin politikası şu... Parti içi iktidar benim olsun, ülkedeki iktidar umurunda değil.
Sonra... "Reklam arası" verildi.
Arkadaşlardan biri... "Telefonunu bilsem, Erol Mütercimler'i arayıp tebrik ederdim" dedi.
***
NTV... CHP... HÜLYA AVŞAR
Kanal değiştirdik... NTV'ye geçtik... Salı... Saat 21.30.
Oğuz Haksever'in programı.
Konuşmacı... Mustafa Şen:
CHP'de kurumsal ve bireysel yetenek açığı var.
CHP'nin sosyal demokrat harekete bir katkısı yok.
Hülya Avşar'ın Türk müziğine katkısı, CHP'nin sosyal demokrasiye katkısından fazla.
CHP... Sen halkıyla dalga geçen, halkıyla alay eden bir partisin.
Birlikte TV izlediğimiz arkadaşlardan biri "Mustafa Şen'i tanırım" dedi:
- Sıkı CHP'lidir... Belli ki CHP'nin durumuna çok öfkeli.
***
CHP'Yİ BIRAK... MAÇA BAK
Reklam arası... Kanallar arasında gezinti...
CNN Türk'e bakıyoruz.
Orada da "CHP konuşuluyor."
24 TV'ye geçiyoruz.
Tartışma programı... "Konu CHP."
NTV'ye dönüyoruz... Saat 21.43.
Konuşmacı... Kürşat Zorlu:
CHP 9 seçimdir yeniliyor.
CHP'de güven problemi yaşanıyor.
Seçim akşamından itibaren CHP yönetimi gerçekçi bir tartışma ikliminden kaçınıyor.
CHP, toplumla kucaklaşmada geriye gidiyor.
CHP'nin çok ciddi bir özeleştiriye ihtiyacı var.
Tartışma sürerken... Arkadaşlardan biri kanal değiştiriyor.
"Takımlar sahaya çıktı" diyor:
- Benfica-Fenerbahçe maçı başlıyor... CHP'yi bırakalım, maça bakalım.
***
DEVRE ARASI
Birinci devre... Gol yok... Devre arasında yine "Kanallar arası gezinti."
Haber Türk'te... Erol Mütercimler... CHP yönetiminden Kemal Kılıçdaroğlu'nun yakın çevresinden "Bazı isimleri" sayıyor:
- Bunların tamamı değişmezse, CHP Mart-2019 seçimlerinde en fazla yüzde 18.5 oy alabilir.
***
YÜKSEK BASINÇ
Ana muhalefet partisi fokur fokur... Kaynama giderek artıyor.
Çare... Tencerenin kapağını aralamak.
Yoksa... "Patlama" kaçınılmaz.
***
NEŞET USTA'YA SAYGI
Ekranlarda CHP yönetimini eleştirenler olduğu gibi "Yönetimi savunanlar" da var.
Savunurlarken... "Şunu" soruyorlar:
- Neden hep CHP konuşuluyor?
Bu soru... Neşet Ertaş'ın bir türküsünü akla getiriyor:
"Evvelim sen oldun ahirim sensin."
Genel merkezdeki arkadaş!..
Eğer eleştiriliyorsan... Sebebi "Sensin."
Seçimin öncesinde de "Sendin", seçim sonrası yine "Sensin."
***
ÜÇ MEKTUP
Hikâye bu ya... Geçmişte... Bir siyasi partide... Genel başkan değişikliği yaşanmış.
İstifa eden genel başkan, yerine gelen genel başkana üç mektup bırakmış:
- Dara düşersen... Sıkıntı çekersen... Bu mektupları aç... Sırasıyla.
Aradan zaman geçmiş.
Parti seçim üstüne seçim kaybetmiş.
Eleştiriler başlamış... Genel başkan sıkıntıya girmiş.
Ve... Birinci mektubu açmış.
Mektupta "Medyayı suçla" yazılıymış.
Genel başkan gazeteleri, televizyonları suçlamış... Eleştiriler durmuş... Lider rahatlamış.
Sonra... Yine seçim günü gelmiş.
Parti... "Yine" kaybetmiş.
Eleştiriler, çekilmez hale gelmiş.
Genel başkan, ikinci mektubu açmış.
Mektup, birincisi gibi, çok kısaymış:
- Çevreni suçla.
Genel başkan hemen "Çevresindekileri suçlamış."
Çoğunu değiştirmiş.
Eleştiriler azalmış... Genel başkan rahat nefes almış.
Aradan günler, haftalar, aylar geçmiş... Yıl geçmiş... Seçim gündeme gelmiş.
Sonuç... Yine "Oy kaybı", yine "Yenilgi" yine "Hüsran."
Genel başkan "Bunalmış, daralmış, sıkılmış" ve...
"Üçüncü mektubu" açmış.
Mektupta neler mi yazılıymış?
Şunlar:
"- Sen de üç mektup yaz."