Seçim sözü edildiği anda... Gül "Bu işte varım" diyebilirdi.
Ya da... "Yokum" diye konuşabilirdi.
İkisini de yapmadı... "Durumdan vazife bekledi."
Ama... Beklediği ile kaldı... "Tarla kuraktı... Yeşermedi... Mahsul vermedi."
Madem "Gül konusuna" girdik... Bir iki ayrıntıdan daha söz edelim.
CHP'nin "Gül" beklentisi... Gül'ün de "CHP beklentisi" iki tarafı da yordu... Yıprattı.
Temel Karamollaoğlu'nun "Çizgisinde, Samimiyetinde" kırık yoktu... Ama Saadet Partisi'nin tek başına Cumhurbaşkanlığı seçimine yön verecek gücü de yoktu... Gül "Düşük yüzdeli partinin" trenine binemezdi... Binmedi.
Yıllarca Ak Parti çeşmesinden su içen çok kişi, bir süredir "Gül ile temastaydı... Gelip gitmeler... Toplantılar." Ama belli bir sayıya ulaşamadılar.
Hatta... Öylesine ki... Düne kadar Gül'e gaz veren kimileri... Son günlerde "Ak Parti aşklarını" ilan etmeye... "Adayımız elbette Erdoğan" demeye başladılar.