Demirel "Ayaklı kütüphane" gibiydi... Hafızası kuvvetliydi.
Bazen... "Yazılmamak üzere anlattıklarını" not almamızı isterdi... "Derununda bulunsun... İleride bir gün kullanırsın" diyerek.
Not almamız için de, üzerinde "Süleyman Demirel yazılı küçük bir not defteri" uzatırdı.
Dolabımızda bu defterlerden "Yüzlerce" var.
Celal Bayar'lı, Adnan Menderes'li, İsmet İnönü'lü, Turgut Özal'lı anılar... Değişik ülkeler ve yabancı liderlerle ilgili anılar.
Örneğin...
Başbakan Menderes ABD'ye giderken, dönemin "Parlak bürokratı... Devlet Su işleri Genel Müdürü" Demirel'i de götürür.
ABD'de... Bir toplantıda... Menderes ABD'li muhataplarına "Sert çıkar." Bazı yatırım projelerine "Desteği, krediyi" kıstıkları için.
ABD'liler... Karşı çıkmazlar... "Not ediyoruz... İlgileneceğiz" derler... "Alttan alırlar."
Sonra... Menderes Türkiye'ye döner ve... Görür ki... "Destek... Kredi" tamamen kesilivermiştir.
Projelerden bir kısmı "Sulama ile ilgilidir." Yani... Demirel'in başında bulunduğu kurumla... Barajla... Sulama kanalıyla.
Menderes hemen Demirel'i ABD'ye gönderir... ABD'liler "Evet... Tamam... Bakalım" falan derler... Ama "Kredi musluğu" bir türlü açılmaz.
Süleyman Demirel bu anısını şöyle bağlamıştı:
- ABD kendisine kafa tutturmaz... Kafa tutarsan ses çıkarmaz ama bunu da hiç unutmaz... Bekler... Günü gelince... Üstüne çullanıverir.