Bugünü... Bugünün Devlet Bahçeli'sini iyi anlayabilmek için "Dünü...
Dünün Bahçeli'sini" bilmek lazım.
1. Cumhurbaşkanı'nı halk seçtikten sonra "Başkanlık Sistemi'ne" geçmemek olmazdı...
Bahçeli bunu "Gördü ve seslendirdi." 2. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, siyasetin kilidini açacak anahtar "50+1." Bunun için "İttifak" gerekir...
"Bahçeli bunu da gördü...
Gündeme getirdi." Bu girişten sonra... "Filmi geriye saralım" ve geçmişte neler olmuştu bir bakalım.
"Bülent Ecevit Başbakan'dı." Mesut Yılmaz ile Devlet Bahçeli de Başbakan Yardımcısı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Ecevit arasında "Anayasa kitapçığı fırlatma krizi" yaşanmıştı.
Dolar fırlamıştı... Ankara'da pek çok yere "Buraya milletvekili giremez" levhası asılmıştı.
Binlerce işyeri kapanmış, esnafın biri Başbakan'a "Yazar kasa fırlatmıştı."
Başbakan hastalanmış "Hastaneye yatırılmıştı."
Gazetelerde "Başbakan çekilsin" yazıları yazılmaya başlanmıştı.
Daha ileri giden...
"Başbakan'a, görev yapamaz raporu verilsin" diyenler vardı.
İşte bu ortamda... MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli Bursa'da... Kocayayla'da...
Türk Kurultayı'nda... Otağ çadırında... Gazetecilere dedi ki:
1. Madem Türkiye'de bir belirsizlik var, öyleyse millete gidelim.
2. Meclis olağanüstü toplansın...
Erken seçim kararı alınsın... 60 gün içinde seçim yapılsın... 3 Kasım 2002'de millet kararını açıklasın.
Bahçeli bugün olduğu gibi... "O zaman da" gündemi belirlemişti.
Ve 3 Kasım 2002'de seçime gidilmişti.
Seçimde... Başbakan'ın partisi de...
Mesut Yılmaz'ın partisi de... Devlet Bahçeli' nin partisi de... Baraja takılmışlar, Meclis'e girememişlerdi.
Fakat... Ekonomik kriz... Belirsizlik...
Çalkantı... "Sona ermişti." Özetle... Bahçeli... "Barajın altında kalma riskini bile bile" elini taşın altına sokmaktan çekinmemişti.
Tanıdığımız Bahçeli "Dün ne idi ise, bugün de o."