Pazara da gittik, süpermarkete de.
"Marka marka" yazmayalım.
"Ürünleri" sıralayalım.
Zeytin de bizden, peynir de.
Nohut, fasulye, makarna...
Bizden.
Çikolata, bisküvi... Bizden.
Zeytinyağı, ayçiçeği yağı...
Bizden.
Ne ararsanız, ne görürseniz bizden.
Aslında Kazakistan'da...
Nasrettin Hoca'nın fıkrasındaki gibi... "Yağ da var, un da var, şeker de..." Ama "Helva yapmayı" bilmiyorlar.
Uzun yıllar "Sovyet egemenliğinde" ezilmelerinden olsa gerek.
Çarşı pazar "Türk ürünleriyle" dolu.
Unutmadan...
Nasrettin Hoca dedik de...
Aklımıza geldi.
Biz Nasrettin Hoca diyoruz...
Onlar "Koca Nazır" diyorlar.