Hafta başında arkadaşlarla birlikteydik... Lokantada.
Anayasa... Sistem... Siyaset... Referandum... Sohbet ederken...
TV'de "CHP ile ilgili bir haber" ekrana geldi.
Yan masada oturanlardan biri... "Bize duyurmak istercesine" şöyle dedi:
- Nedir Kemal Kılıçdaroğlu'nun çektiği?
Sonra... Yanımıza geldi... Tanıştık... Avukatmış... CHP'li olduğunu söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nu seviyor... Ama "Olup bitenlerden" çok şikâyetçi.
Tıpkı... "Şiirdeki" gibi.
Şiir... Orhan Veli'nin unutulmaz şiiri...
"Hiçbir şeyden çekmedi dünyada,
Nasırından çektiği kadar,
...........................
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye."
Lokantada... CHP'li avukatın "Şikâyetleri..." Orhan Veli'nin şiiri misali...
Aylin Nazlıaka... Dedikodu yaptı... Partiye zarar verdi... İhraç edildi.
Meclis'te kendisini mikrofona kilitledi... Faturası CHP'ye kesildi.
Kılıçdaroğlu'nun bir danışmanı Fetöcü çıktı... Bir Parti Meclisi Üyesi camiyi basıp, imamı kesmekten söz etti.
Bitmedi... Bir milletvekili milyonu da aşan telefon faturası ile gündeme geldi.
CHP'li avukat dertli mi dertli.
Derdini "Bizim masaya" döktü:
- Allah aşkına söyleyin... Kılıçdaroğlu'na yazık değil mi?