Dostumuzdu... Yurt içinde, yurt dışında çok gezdik.
"Buğdayı... Unu" iyi bilirdi.
Fabrikasına yılda "120 bin ton buğday" girerdi...
Az mı?
Harman zamanı... Polatlı... Haymana... İl il, ilçe ilçe, köy köy gezerdi.
Tahta sandalyeye oturur, köylünün çayını içerdi.
Hem sohbet ve hem de pazarlık ederdi.
Aldığı buğdayın parasını "Peşin öderdi." Fakat... Unu "3 ay... 5 ay... 6 ay vadeyle" satardı.
İşte bu da bir "Piyasa gerçeği."