Mecbursunuz... Bekleyeceksiniz...
Sabredeceksiniz.
Kötü hava şartları nedeniyle... Bazı uçuşlar "İptal." Bazı uçuşlar da "Gecikmeli." Uçuşu iptal edilen yolcular, biletlerini "Açığa" aldırdılar... Ve Esenboğa'dan ayrıldılar.
Uçağı rötar yapanlar ise... Beklemeye başladılar.
Biz ikinci gruptayız... Beklemede.
Yarım saat... 45 dakika... Bir saat...
"Bekle babam bekle." Saat 11.00'e doğru uçağa alındık...
Bu defa da uçakta beklemeye başladık...
Nedeni yine "Olumsuz hava koşulları." Sonunda uçtuk... Oh, çok şükür...
Dünya varmış.
Fakat... Yarım saat sonra...
Pilotumuzun anonsu herkesin neşesini kaçırdı:
- İstanbul'daki olumsuz hava şartları... Yağmur... Fırtına... Ve yoğun hava trafiği... Havada tur atacağız.
Tur üzerine tur attık... Defalarca.
Ve Atatürk Havalimanı'na indik.
Bu defa da pilotumuz uçağa park yeri aramaya başladı.
Hava limanı uçak kaynıyor...
Trafik, sanırsınız ki Bağdat Caddesi...
Pilotumuz nihayet bir park yeri bulabildi.
Saate baktık... 13.00.