Siyaset... Particilik... Hükümet... "Takım işidir."
Futbol misali... "Takım oyunu." Teknik direktör "Kadroyu" yapar... Takımı sahaya sürer.
Maçı izler... Gerekli gördüğü durumda/ dakikada müdahale eder... Bir futbolcuyu oyundan alır.
Yerine başka bir oyuncuyu sahaya çıkarır.
Teknik direktörün taktiği... Takdiri... Kimse sorgulayamaz.
Sonuçta... Eli taşın altında olan kişi teknik direktördür.
Galibiyette o alkışlanır... Mağlubiyette o sorgulanır.
Ak Parti'deki "Nöbet/ oyuncu" değişikliğine biraz da bu gözle bakılabilir mi dersiniz?
"Hoca" maçın seyrine baktı... Ve oyuncu değişikliği kararını aldı.
Doğaldır... "Çıkan oyuncu" biraz alınır, üzülür... Olacak o kadar.
Ama dün... Prof. Ahmet Davutoğlu "Oyundan çıkarken... Yedek kulübesine giderken" sakindi... "Oyuna giren" Binali Yıldırım'a başarı dilemeyi ihmal etmedi.
"Oyuncu değişikliğini yapan" teknik direktöre karşı ise... Saygılıydı... Bağlılık mesajı gönderdi.
Kurultayı izlerken... Gözümüzün önünden sanki bir futbol maçı geçti.