Perşembe... Gazetede odamızdayız... Ziyaretçilerimiz geliyorlar... Batman'dan... Beşir Altunç da içlerinde... Batman Ticaret Borsası Meclis Başkanı.
"Bölgeyi" konuşuyoruz.
Bu sırada telefonumuz çalıyor.
İstanbul'dan aranıyoruz.
Karışımızda... Son derece sıcak ve kibar konuşan bir hanımefendi.
"Adımızı... Soyadımızı... Ev adresimizi... Kimlik bilgilerimizi" söylüyor... Hepsi doğru.
Sonra... "Gözünüz aydın" diyor:
- ABD adına arıyorum... Tebrik ediyorum... Green Kart başvurunuz kabul edildi... Amerika'ya yerleşebileceksiniz... Hayırlı olsun... Şimdi bazı ricalarımız olacak.
Başlıyoruz gülmeye... Zira...
ABD'ye böyle bir başvurumuz yok ki... Aklımızın ucundan geçmez.
Arayan... Düpedüz dolandırıcı.
"Bizden bazı ricaları" olacak... Tahmin edersiniz ne isteyeceğini... "İşlemler için" para.
Önce "Dalgamızı" geçiyoruz:
- Bizim Green Kart başvurumuz yok... Ama bir Yavuz Donat daha var... Torunumuz... O başvurmuş olabilir.
Karşımızdaki... Diyor ki:
- Bir dakika... Belgelere bakayım... Evet, evet, başvuran o... Lütfen onun telefonunu verir misiniz?
Torun Yavuz daha çocuk... Öğrenci... Ne Green Kart'ı bilir, ne başvuru yapmayı.
Uzatmayalım... Karşımızdakini tersleyip, telefonu kapatıyoruz.
Ve Erdal Şafak'ı arayıp "Olayı" anlatıyor, karşılıklı gülüyoruz.
Sonra... Erdal Şafak diyor ki:
- Ne olursun bunu yaz.
- Nesini yazayım ki?.. Düpedüz dolandırıcı bunlar.
- İşte onun için yaz... Senin gibi, herkesin bildiği bir ismi bile dolandırmaya kalktıklarına göre... Kim bilir başkalarını nasıl çarpıyorlardır?.. Yaz ki herkes bilsin... Halkımızı uyarmış olalım.