Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Ankara'da konuştu.
"Ankara Genç İşadamları Derneği'nin" düzenlediği toplantıda... 22 Haziran 1998.
Konuşmasının "Konu başlığı" uzun: "Yönetim sistemleri...
Türkiye'de yapılması gereken idari düzenlemeler...
Devletin yeniden örgütlenmesi."
Demirel de Özal gibi... "Yeni Anayasa... Sistem... Başkanlık...
Yarı Başkanlık" konularına girdi.
Bunların "Kavga etmeden tartışılmasını" istedi.
Ve konuşmasının sonunda şunları söyledi:
Ha diyeceksiniz ki, bunların yaratacağı birtakım rahatsızlıklar olmayacak mı?
Birtakım rahatsızlıklar olacaktır.
Rahatsızlığı göze almadıkça hiçbir şey yapamazsınız.
Yani ilaç içerken... Her ilaç tatlı mı canım?.. Gerçi çocuklara içirirken sülfatın içine şeker koyuyorsunuz.
Belki bazılarının etrafına şeker konulabilir.
Ama bazısını şakır şakır, bu acı ilaçtır deyip içeceksiniz.
Ve derdinizden kurtulacaksınız... Veya güçleneceksiniz. Demirel'in konuşmasından sonra "Yaşananlara" gelince... Cumhurbaşkanı'nın sözleri değil "Kendisi tartışıldı." Demirel'e "Söylenmedik laf bırakılmadı."
Hatta... Bir Anayasa profesörü "Kitap bile yazdı."
Kitapta "Demirel'in konuşması" değil... "Kendisi" eleştiriliyordu.