Karadeniz'de kalmıştık... Trabzon'u anlatmıştık.
Sonra ne mi oldu?.. Karadeniz'in "Öfkesi tuttu."
Karadeniz denilince akla hemen hamsi, çay, fındık, Temel, tabanca, horon, Fadime, taka gelir değil mi?
Bunlara "Fırtınayı" da eklemek gerekir.
Karadeniz insanı gibi, Karadeniz'in kendisi de "Çabuk parlar... Öfkeli."
Tam döneceğimiz sırada... Bir fırtına... Hani "Deniz taştı" denir ya... Karadeniz öfkelendi... Patladı.
Uçaklar inemedi... Kalkamadı.
Havaalanında dostlarla birlikteydik... Salih Kapusuz... Muhammet Balta.
Dedik ki:
-Şans... Kader... Kısmet... Haydi karayolu ile Ankara'ya dönelim... Sohbet ede ede gideriz.
Gece yola çıktık... Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Çorum... Ve sabaha karşı Ankara'daydık.