Erzurum'da bir Naim Hoca vardı... Efsaneydi.
Sevimliydi... Nüktedandı... Hazır cevaptı.
Halkın içindeydi... Maça giderdi... Koyu bir Erzurumspor taraftarıydı.
14 Ekim 1999'da vefat edince... Cenaze namazını dönemin Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz kıldırdı.
Mehmet Nuri Yılmaz, Naim Hoca'dan övgüyle söz ettikten sonra... Şunları söyledi:
"Naim Hoca çağımızın Yunus Emre'siydi... Askere, polise, öğretmene canım feda derdi."
Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Ecevit... Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller... "Naim Hoca ölünce" mesaj yayınlamışlardı.
İşte bu Naim Hoca... Vaaz verirken... Bakmış ki... Cemaatten bazıları "Duvara" yaslanmış uyuyor... Ya da "Direğe."
"Horultu" bütün camiden duyuluyor.
Naim Hoca dayanamamış:
- Yemekte kadayıf dolmalarını çifter çifter mideye indirirsiniz, tıka basa karnınızı doyurursunuz... Sonra da gelir camide horul horul uyursunuz... Hele uyanın uşaklar... Allem gullem etmeyin.
Naim Hoca "Siyaset üstü" bir din adamıydı.
Yaşasaydı... Acaba... "Günlük siyasete girmeden... Ve kimseyi incitmeden" siyasetin "Uykucularını" uyarır mıydı?