Çukurova yazıları üzerine... "Tarımla uğraşanlardan" mesaj yağdı.
"Bizim de sorunlarımız var" diye.
Biliyoruz.
Narenciye sektörü pek iyi durumda değildi.
Yaz geldi... Ova için "Karpuz tarlası" desek yeridir.
Karpuz para ediyor mu derseniz... Ne gezer.
İsterseniz "Karpuz üzerine" güncel bir hikâye anlatalım:
Mehmet Ali Bilici... Adana'da sanayici... Eski milletvekili... Bahçeleri, tarlaları var.
Eray Kapıcıoğlu... Dünya Göz Hastanesi'nin sahibi... İstanbul'da yaşıyor.
İkisi... Çok eski arkadaşlar.
Kapıcıoğlu geçenlerde Bilici'yi aramış... Takılmış: Hep kendin yeme... Bize de karpuz gönder.
Mehmet Ali Bilici ertesi gün bir kamyon karpuzu İstanbul'a göndermiş... Eray Kapıcıoğlu'na.
Eray Bey şaşırmış... Hemen Adana'yı aramış: Mehmet Ali sen ne yaptın?.. Bir kamyon karpuzu kim yiyecek?
Bilici'nin yanıtı: Sen karpuz istemedin mi?.. Tarlada çürüyecekti... Sana gönderdim... İki kamyon daha göndereyim mi?
Karpuz ama ne karpuz.
Her biri 15 kilo.
Kapıcıoğlu bir kamyon karpuzu "Personeline" dağıtmış.
Fakat... Personel "Koca karpuzu" evine nasıl götürecek?.. Herkesin otomobili yok ki.
Kapıcıoğlu, karpuzun yanı sıra, personeline bir de "Taksi parası" vermiş.
Tarım sektörü mü dediniz?.. İşte tarım sektörünün hali.