Meclis'i ziyaret edenler iyi bilirler... "Dinleyiciler" sessizce Meclis'teki görüşmeleri izlerler.
Milletvekilleri tartışabilirler... Kavga da edebilirler.
Dinleyici "Sesini çıkaramaz."
Milletvekilleri... Kürsüdeki konuşmacıyı alkışlayabilirler.
Dinleyici alkışlayamaz.
Meclis müzakerelerini izleyen gazeteciler için de... Protokol locasında oturanlar için de "Usul" aynıdır.
Bu girişten sonra... Geçelim konumuza:
1974'te... Cumhuriyet Halk Partisi ile Milli Selâmet Partisi koalisyon kurunca...
Bakanlar Kurulu sıralarında Bülent Ecevit ile Necmettin Erbakan yan yana oturunca...
Ve Başbakan Bülent Ecevit, Hükümet Programı'nı okumak için kürsüye çıkınca...
Dinleyiciler alkışlamaya başladılar.
Hem de ne alkış... Dakikalarca.
Dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Kemal Güven dinleyicileri uyardı... Hem de defalarca...
Ama kimin umurunda.
Görevlilerin derhâl müdahale etmesi, alkışlayan dinleyicileri dışarı çıkarması gerekiyordu... Fakat bunu yapmak da çok zordu.
Zira... Hangi birini çıkaracaksınız?
Bugün... Bu olayı hatırlatmamızın nedeni var.
O tarihte insanlar "Hükümet sorununun bir an önce sonuçlanmasını... Partilerin uzlaşmasını... Bir koalisyon hükümeti kurulmasını" istiyorlardı.
Ve Meclis'te... Dinleyici sıralarında... "Uzlaşmayı" alkışlıyorlardı.
Şimdi... "Durum" aynı.
Toplum yine "Uzlaşma" istiyor.
Koalisyonun kurulmasını bekliyor.
Liderler bunu başarırlarsa... İnsanlar "Alkışlamaya hazırlar."
Hem de avuçları patlarcasına.